
İran, Ermenistan’ın sunduğu “Barış Kavşağı” girişimini destekliyor ve bunun hayata geçirilmesinin tüm bölge için faydalı olacağına inanıyor. Tahran, bağlantısallığın ekonomik kalkınma ve refahın temel unsuru olduğuna emin.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Armenpress’e verdiği röportajda, Güney Kafkasya’da ekonomik ve ulaşım altyapısının açılmasıyla ilgili tartışmalara, bu bağlamda Ermenistan’ın sunduğu tekliflere ve Ermenistan’ın egemenliği dışında olması istenilen bir koridor hakkındaki Azerbaycan’ın devam eden açıklamalarına değindi.
Röportajda İsmail Bekayi, ayrıca Ermenistan’ın Batı ile ilişkilerini derinleştirme politikasına ve bu konudaki İran’ın tutumuna, Ermenistan-Azerbaycan barış sürecine, ayrıca Pezeşkiyan-Aliyev telefon görüşmesine de değindi. Bu görüşmede İran Cumhurbaşkanı, Azerbaycanlı mevkidaşına, İsrail’in İran’a saldırı için Azerbaycan hava sahasını kullandığına dair çıkan haberlerin araştırılması çağrısında bulunmuştu.
Röportaj 29 Temmuz’da Tahran’da gerçekleştirildi.
-Güney Kafkasya’da ulaşım ve ekonomik bağlantıların açılması bağlamında, Ermenistan, “Barış Kavşağı” girişimini, toprak bütünlüğü, egemenlik, yetki ve mütekabiliyet ilkelerine dayanarak önerdi. Buna karşılık Azerbaycan, Nahçıvan ile bağlantı kurmak amacıyla Ermenistan’dan halen egemenliği dışında bir koridor talep etmeye devam ediyor. İran’ın bu konudaki tutumu nedir?
-Şöyle ifade edeyim. Öncelikle, hem Azerbaycan Cumhuriyeti hem de Ermenistan Cumhuriyeti ile ikili ilişkilerimizi çok değerli buluyoruz. Onlar bizim komşularımızdır ve iki devletle de iyi komşuluk politikamızı sürdürmekte kararlıyız. Hem Azerbaycan hem de Ermenistan ile güçlü dostluk bağlarımız var. Ermenistan’a gelince, İran’da çok canlı ve önemli bir Ermeni topluluğumuz var ve bununla gurur duyuyoruz. Güney Kafkasya’da barış ve istikrarın sağlanması bizim için hayati önem taşımaktadır, çünkü bu bölgenin barış ve güvenliğini kendi barış ve güvenliğimizin bir parçası olarak görüyoruz. Ermenistan ve Azerbaycan arasında barışın sağlanması için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz.
Ulaşım yollarına gelince, biz her zaman bunları destekledik, çünkü bağlantısallığınekonomik kalkınma ve hem Ermeniler, hem Azerbaycanlılar hem de İranlılar için refahın temel unsuru olduğuna inanıyoruz. Samimiyetle umuyoruz ki bu girişimler olumlu sonuçlar doğuracaktır. Ermenistan’ın öne sürdüğü “Barış Kavşağı” girişimini destekledik ve bunun tüm bölge için faydalı olduğuna inanıyoruz.
Aynı zamanda, her türlü ulaşım yolunun uluslararası alanda tanınan sınırlara saygı gösterilerek ve hiçbir devletin egemenliğini veya toprak bütünlüğünü ihlal etmeden uygulanması gerektiğini açıkça belirttik.
Böylelikle, Güney Kafkasya ülkeleri ile İran arasında ulaşım yolları ve bağlantıların genişletilmesini desteklesek de, gerçekten dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyoruz.
Öncelikle, uluslararası alanda tanınan sınırların değiştirilmemesi, hiçbir şekilde herhangi bir devletin ulusal egemenliğinin veya toprak bütünlüğünün ihlal edilmemesi gerekir.
Her zaman vurguladığımız ve tüm bölge ülkelerinin de dikkate alması gerektiğine inandığımız bir diğer önemli nokta ise, üçüncü tarafların, yani bölge dışı aktörlerin Güney Kafkasya işlerine müdahale etmesine izin verilmemesidir. Böyle müdahaleler sadece durumu karmaşıklaştırır ve bölge ülkelerinin çıkarlarına hizmet etmez. Bu, her zaman dile getirdiğimiz ve takip etmeye devam edeceğimiz ilkesel tutumumuzdur.
-Ermenistan ve Azerbaycan, barış anlaşması konusunda uzlaştıklarını açıkladılar. Ermeni tarafı, bu anlaşmayı her an imzalamaya hazır olduğunu belirtti, ancak Azerbaycan yeni önkoşullar sunmaya devam ediyor. Sizce böyle bir ortamda yakın gelecekte barış mümkün mü?
-Tabii ki, mümkündür. Eğer bir irade varsa, her zaman bir yol vardır ve hatta birden fazla vardır.
Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki çatışmanın geçmişini ve müzakereleri zorlaştırabilecek, barış sürecini uzatabilecek çetinlikleri anlıyoruz. Ancak bence olumlu tarafı görmek ve iyimser olmak gerekir. Olumlu olan şu ki, taraflar bir barış anlaşması taslağı hazırlamayı başardılar.
Biliyoruz ki, bunun nihai hale gelmesi için biraz daha zamana ihtiyaç var, ancak sizin bunu başarmış olmanız, belgenin büyük kısmının zaten üzerinde uzlaşılmış olması ve iki devletin de, bizim gözlemimize göre, bu yönde ilerlemeye istekli olmaları başlı başına olumlu bir sinyaldir.
Hem Ermenistan’ı hem de Azerbaycan’ı barış anlaşmasını tamamlamaya ve imzalamaya teşvik ediyoruz. Ben, Erivan’ı ziyaret ettiğinde Bakan Erakçi ile birlikteydim ve ayrıca onun Azerbaycanlı mevkidaşıyla yaptığı görüşmede de bulundum. Her iki görüşmede de taraflara süreci hızlandırmaları ve anlaşmayı tamamlamaları çağrısında bulundu, çünkü bu, Güney Kafkasya’da kalıcı barışın temel garantisi olacaktır.
-Ermenistan dengeli ve dengeleme odaklı bir dış politika izliyor ve bu bağlamda AB ve ABD ile ilişkilerini derinleştiriyor. Bazı uzman görüşlerine göre, Ermenistan’ın bu politikası İran’a karşıdır ve Tahran için kabul edilemezdir. Bu konuda İran’ın tutumunu netleştirebilir misiniz?
-Ermenistan dış politikasını çeşitlendirmek ve farklı ülkelerle ilişkilerini geliştirmek istiyor. Bu normaldir. Bizim Ermenistan ile iyi ilişkilerimiz var. Biz dost halklarız. İki devletimiz arasında güvene dayalı ilişkiler tarihi var ve bence hem İran hem de Ermenistan bu temeli takdir etmelidir. Eminim ki iki ülke de dostane ilişkilerini sürdürmekte kararlıdır, çünkü bu, halklarımızın çıkarlarına uygundur.
İran için önemli olan, hiçbir komşu ülkenin diğer ülkelerle olan ilişkilerinin İran’a karşı kullanılmamasıdır. Bu, aynı zamanda uluslararası hukukun, herhangi bir devletin topraklarının veya imkanlarının başka bir devlete karşı kullanılmasını yasaklayan ilkelerinden de kaynaklanmaktadır. Ve bence Ermenistan bu önemli ilkeyi çok iyi anlıyor. Dolayısıyla, İran için önemli olan, komşularının diğer aktörlerle olan ilişkilerinin hiçbir zaman ve hiçbir şekilde İran’ın çıkarlarına karşı yönelmemesidir.
-Bu bağlamda bir soru daha. Bir ay önce İran Cumhurbaşkanı, Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile bir telefon görüşmesi yaptı ve İsrail’in İran’a saldırmak için Azerbaycan hava sahasını kullandığına dair çıkan haberlerin araştırılması çağrısında bulundu. İran’ın, İsrail’in Azerbaycan hava sahasını kullandığına dair elinde kanıt var mı? Ayrica sizde, Azerbaycan tarafının bu haberleri araştırıp araştırmadığına dair bir bilgi var mı?
– Artık kaydettiğim gibi, bizim hem Azerbaycan’dan, hem Ermenistan’dan, hem de diğer komşu ülkelerden aynı beklentimiz var. O telefon görüşmesinin amacı, somut bir suçlama yöneltmek değildi. Bu, cumhurbaşkanları arasında yapılan sıralı bir görüşmeydi ve bu görüşmede çeşitli ikili ve bölgesel konular ele alındı. O görüşmede Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan elbette bu konuyu da gündeme getirdi.
Ancak tekrar ediyorum, bu Azerbaycan’ın İsrail’in saldırısına dahil olduğu anlamına gelmiyordu. Bu sadece, tüm devletlerin uluslararası hukuk çerçevesinde, topraklarının üçüncü taraflarca başka bir devlete karşı kullanılmasına izin vermeme yükümlülüğünü hatırlatmak içindi. Ve bu sadece Azerbaycan’a yönelik bir durum değil. Benzer endişeleri diğer komşu ülkelere de iletebiliriz, çünkü biliyoruz ki İsrail, İran’a karşı eylemlerinde başka ülkelerin topraklarını da kullanmıştır.
Dolayısıyla bu, somut bir suçlama değil, genel bir hatırlatmaydı. Ve bu hatırlatma, tüm komşuların dikkatli olmasına yöneliktir. Biz uluslararası hukuka ve meşruiyete hiçbir saygısı olmayan bir düşmanla karşı karşıyayız. Bu nedenle hepimizin dikkatli olması ve bu güçlerin ilişkilerimize zarar vermesine izin vermememiz gerekir.