Roma Papası Onbeşinci Benova (1854-1922) 10 Eylül 1915 tarihinde dönemin Osmanlı Padişahı Beşinci Mehmed’e Ermenilerin katliamlarına son verme ricasında bulunmuştur. Padişah, epeyce geç kalarak Papa’ya sadece aynı yılın Kasım ayında cevap vermiştir. Osmanlı hükümeti, Papa On Beşinci Benova’nın mektubuna herkesçe bilinen yalanlarla dolu bir yanıt vermiştir. Örneğin Ermeniler, Osmanlı’ya düşman olan ülkelerle güya işbirliği yaparak Osmanlı ordusu için tehlike yaratmışlardır. Türk inkarcılığı, günümüzde de bu yalana dayanmaktadır.
Bu yanıtı alan Roma Papası, Padişah yanına Avusturyalı bir delegeyi göndererek Ermeni soykırımına son verme talebinde bulunmuştur fakat Padişah hiç bir şey söylememiştir (“Kara Kitap, Tanınmış Yabancılar Türk Suçlarını ve Ermeni Soykırımını Anlatıyor”, hazırlayan: Albert İsoyan, redaktör: Petros Hovhannisyan, Erivan, 2011, ss. 405-406).
Roma Papası, Osmanlı Padişahına bu konuyla ilgili üç defa başvurmuştur (Teodik, Herkesin Yıllığı, Kostantinopolis, 1922, ss. 170-171).
Ayrıca Roma Papası Onbeşinci Benova, Soykırım mağduru Ermenilere özel bir özen göstererek 1918’de İstanbul’da “Onbeşinci Benova” Ermeni yetimhanesini açmıştır. İstanbul’da Papa Vekili Angello Dolci’nin çabalarıyla ise İttihatçıların 1918’de İstanbullu Ermenileri de tehcir etme programı engellenmiştir (“Kara Kitap, Tanınmış Yabancılar Türk Suçlarını ve Ermeni Soykırımını Anlatıyor”, ss. 405-406).
Aşağıda Roma Papası 15. Benova’nın Osmanlı padişahına yolladığı 10 Eylül 1915 tarihli yazısını sunmaktayız. Bu mektup Osmanlı İmparatorluğu Hariciye Nazırlığı’na yukarıda sözü ettiğimiz İstanbul’da Papa Vekili Angello Dolci tarafından iletilmiştir. Belirtmemiz gerekir ki, bu mektubun Fransızca yazılmış ve Fransızcadan Ermeniceye zaten tercüme edilip yayımlanmış olduğuna rağmen okurlarımıza Osmanlıcasını da sunmakta yarar gördük. Mektubun Osmanlıca metninin çevrimyazı işleri Türk araştırmacısı Sait Çetinoğlu tarafından yapılmıştır. Sait Çetinoğlu, Roma Papası’nın 1915’te Osmanlı’ya yolladığı mektubu İstanbullu Ermeniler’in Hyetert sitesinde yayınlamıştır (http://hyetert.blogspot.com/2011/08/1915-soykrm-surecinde-papann-osmanlya.html).
Meline Anumyan
“1915 Yılında Papalığın Osmanlı Devletine gönderdiği mektup ve bu mektuba verilen cevaplar Latin alfebesinde
Bâb-ı Âli
Nezaret-i Hariciye Tercüme Müdiriyeti numara: 1
24 Teşrinisani 1331[24 kasım 1915]
Atabe-i Ulya-yı hazret-i Padişahiye 10 Eylül 1915 tarihiyle haşmetli Papa “onbeşinci Benova” hazretleri tarafından tastir olunan namenin mahal-i âlîsine refve takdim kılınmak üzere Papa Vekili Monsenyör Dolçi tarafından Hariciye Nezareti’ne tevdi edilen Fransızca sûret-i mütercemesinin tercümesidir.
Şevket-meab
Saltanat-ı seniyye-i kaviyyü’ş-şekîmelerinin Avrupa düvel-i muazzamasıyla birlikte girişmiş olduğu cidâl-i azîmin elem-i ehvâliyle dil-hûn olduğumuz bir sırada memalik-i vesîa-i Osmanniyyede gayr-i kabil-i tarif ve tavsif âlâm ve ıztırabata dûçar olan bütün bir milletin nalevâniyeti bize kadar pek sûzişli bir surette aksediyor. Ermeni Milleti şimdiye kadar evlâdından bir çoğunun diyâr-ı ademe gönderildiğini ve içlerinde müteaddid rahipler hatta bazı piskoposlar bile bulunan diğer pek çok evladlarının da habse ilka veya nefy ve tagrîb edildiğini mûşahade eylemiştir. Şimdi de istihbar ettiğimize göre bir takım bilâd ve kuranın tekmîl-i sükkânı mezahim ve ıztırabat-ı azîme merakiz-i baîdet-i ictimaata nakl olunmak üzere terk-i dâr ü diyara icbar edilmektedir ki bunlar oralarda âlâm ve ekdâr-ı maneviyeden başka bir de en müdhiş sefalatin mahrumiyetlerine dahi açlığın evca-i ıztırabatına dahi marûz olacakır.
Şevket-penah
Biz bu yoldaki şidâtedin hükûmet-i seniyyelerinin hilâfı-ı merzîsi olarak vukua geldiğine kail bulunduğumuz cihetle kemâl-i i’timadla zât-ı şâhânelerine tevcih ederek sâlik olduğu mezheb kendisini zât-ı hûmayunlarına sâdık ve münkad kalmaya saik bulunan bir millete merahim-i işfâk-ı ulviye-i mulûkâneleri iktizasınca bi’t-terahhum hakkında bezl-i şefaat buyurmalarını en hârr bir suretle temenni eyleriz.
Ermeniler arasında hâin veya cerâim-i sâire ile müttehem eşhas bulunduğu halde bunların taht-ı muhakemeye alınmalarına ve ahkâm-ı kanûniyyeye tevfikan tecziye edilmelerine bir şey denilemez. Fakat zât-ı şâhânelerininde mütehallik oldukları his-i ulvî-i adalet-perverî iktizasınca ma’sûmînin aynı mücrimîn gibi dûçâr-ı mücazât olmalarına kail olmamaları ve merhamet ve şefkat-i mülûkânelerini, râh-ı hakkı savâbdan adem ve inhiraf etmiş olanlar hakkında da bî-dirig buyurmaları cümle-i temenniyatımızdandır. İstirham ve intizar olunan irâde-i nafize ve müessere-i afv-ı safh-ı mülûkâneleri şeref-riz olup ta Ermeni Milleti şedâed ve tenkîlattan masun kalırsa kendi hamisinin ülviyyet nişanını takdis eyleyecektir.
Bu bâbdaki ümid ve aşkımıza binaen zât-ı şahanelerinin masûsuniyyet-i hümayunları ve tebaa-i mülûkânelerine husûl-i saadet-hane hakkındaki temenniyat-ı halisanemizi kabul buyurmalarını rica eyleriz”.
Sait Çetinoğlu
http://hyetert.blogspot.com/2011/08/1915-soykrm-surecinde-papann-osmanlya.html





Leave a Reply