Sahra Atila
Agos Gazetesi yazarı Pakrat Estukyan ve fotomuhabiri Berge Arabian, 16-22 Ekim’de Ermenistan’ı ziyaret etti. Estukyan ve Arabian bu seyahatte Dağlık Karabağ halkının Ermenistan’a tahliyesi ile ortaya çıkan insani durumu yakından inceledi. İkili, bugün (26 Ekim) Anarad Hığutyun Binası’nda elde ettikleri bilgileri paylaştı.
Azerbaycan’ın 19 Eylül’de Karabağ’a yönelik düzenlediği “anti-terör” operasyonunun ardından, Karabağ yönetiminin şartları kabul etmesiyle 20 Eylül’de ateşkese varıldı. 100 bin Karabağlı Ermeni de ateşkesin ardından Ermenistan’a sığındı.
Agos’tan Pakrat Estukyan ve Berge Arabian bir hafta boyunca Ermenistan’da kaldı, sığınmacılarla, sivil toplum örgütleriyle görüştü. Estukyan’ın izlenimleri ve Arabian’ın fotoğrafları bir yazı dizisi olarak Agos’ta bugünden itibaren yayımlanmaya başladı. Yazı dizisi üç hafta boyunca devam edecek.
Friedrich-Ebert-Stiftung (FES) Derneği Türkiye Temsilciliği’nin desteğiyle 16-22 Ekim’de Ermenistan’ı ziyaret eden gazeteciler bugün Agos Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan’ın moderatörlüğünde bir yuvarlak masa toplantısı düzenledi ve izlenimleri aktardı.
Pakrat Estukyan, doğrudan doğruya bu savaşta ve mecburî göçte mağdur olan insanlarla konuşmayı hedeflediklerini, meselelerin politik analizini yapma niyetinde olmadıklarını söyledi.
Konuştukları hiç kimseye bu yönde soru sormadıklarını belirten Estukyan, tam tersine içinde bulundukları durumla ilgili sorular sorduklarını aktardı:
“İki konuda ortaklaşma vardı. Bunlardan birisi hemen hemen bütün mülteciler Ermenistan’ın 100 bin kişinin ülkeye göç etmesini çok başarılı bir şekilde absorbe ve tolere ettiğini, hiç kimsenin aç ve açıkta kalmadığını, herkesin başının üstünde bir çatısı olduğunu, herkesin yemeğinin temin edildiğini, hiçbir çocuğun okulsuz kalmadığını, okul çağındaki bütün çocukların okullara yerleştirildiğini söyledi. Ancak bunun dışında hepsinin çok önemli bir sorunu var, bizim konuştuğumuz hepsinin. Niye ‘bizim konuştuğumuz hepsi’ diye bir ayrım yapıyorum? Çünkü orada da sınıflı bir yapıdan bahsetmek mümkün. Daha varlıklı olanlar var, Ermenistan’da daha önceden ev almış olanlar var. Ancak biz daha çok, barınma merkezlerinde kalan insanlarla temas ettik, kendi evinde kalan insanlara hiç yolumuz düşmedi. Mesela birçok insan, resim çektirmekten imtina ediyordu.”

Gazeteciler, mültecilere “Neden çekiniyorsunuz?” sorusunu sorduğunda ise çok çarpıcı bir cevap ile karşı karşıya kaldığını söyledi. Ermenistan’a geçişte Azerilerin kontrol noktası olduğunu, orada tek tek insanların tespit edildiğini ve bu yüzden ellerine “malzeme” vermek istemediklerini söyledi. Ermeniler o sınırdan bir ay önce geçmelerine rağmen hâlâ çekiniyorlar:
“Bu insanlar zaten oradan geçmişler, gelmişler, üzerinden bir ay geçmiş. Bir daha o tarafa doğru gitmek gibi bir ümitleri yok. Dolayısıyla o kontrol noktasında bir daha Azeri polisi ve askeriyle karşılaşmayacaklar ama yine de bundan imtina ediyorlar.”
Çarpıcı örneklerden biri de yedi yaşında bir çocuğun taşların üstüne “Ben burada yaşadım” yazmasıydı.
Leave a Reply