Van Gölü’ndeki Akhtamar Adası’nda bulunan tarihi Surp Haç Kilisesi’nde, bu yıl 11’incisi düzenlenecek ayin için hazırlıklara başlandı.
VAN – Van’ın Gevaş ilçesinde Van Gölü açıklarında bulunan Akhtamar Adası’ndaki Surp Haç Kilisesi, Ermeniler için büyük önem taşıyor. Vaspurakan Kralı 1’inci Gagik tarafından 915- 921 yılları arasında yaptırılan ve 2005’te restorasyonuna başlanılan kilise, 2007’de anıt müze olarak açıldı. Restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından tarihi kilisede ilk ayin 95 yıl aradan sonra 19 Eylül 2010’da yapıldı.
Yılda bir gün ayin izni verilen kilisede, 2015 yılında ‘güvenlik’ gerekçesiyle ayinlere 3 yıl ara verilmişti. Korona virüsü pandemisi döneminde sınırlı katılımın olduğu ayinlere, geçtiğimiz yıl katılım sınırlandırılması getirilmemişti. Adada bu yıl 11’inci kez düzenlenecek ayine hem yurt içinden hem de yurt dışından katılım sağlanması bekleniyor. Akhtamar’da ayinin yılda bir gün yapılıyor olmasını Ermeniler ve Hıristiyan din insanları yetersiz buluyor.
Atalarının 1915 yılında terk etmek zorunda kaldıkları köyü bulmak üzere, yaşadığı Ermenistan’dan Van’a gelen ve 1915 yılından günümüze kadar Van’a gelip yerleşen tek Ermeni olan Gayane Gevorgyan, Van’da atalarının mirasını korumak ve yaşatmak için mücadele ediyor.
‘BİZ İSTERDİK Kİ AYİN HER PAZAR GÜNÜ OLSUN’
Gevorgyan, Akhtamar, Surp Haç Kilisesi’nde ayinin yılda bir kez yapılıyor olmasının yeterli olmadığını ve kilisenin Ermeniler için ne denli önemli olduğunu şöyle ifade ediyor: “Müslümanlar için Kâbe ne kadar önemliyse, biz Ermeniler için de Akhtamar Kilisesi o denli önemlidir. Ermeniler buraya hacı olmak için geliyorlar. Biz isterdik ki ayin her pazar günü olsun. Van’a gelen her misafirimiz Akhtamar Kilisesi’nde papaz olup olmadığını soruyor. Burada bir papazımızın olmasını çok isterdik ama izin vermiyorlar.”
‘BİRBİRİMİZİN DİNİNE SAYGI DUYMAMIZ LAZIM AMA KİME SÖYLEYELİM?’
Kilise ‘anıt müze’ olarak kabul edildiğinden dolayı yılda bir kez ayin için izin verildiğini belirten Gevorgyan, şöyle konuştu:
“O halde kilisenin üzerindeki haçı indirsinler. Çünkü haç müzenin değil, kilisenin üzerinde olur. Ben isterdim ki, dünyadaki bütün Hıristiyanlar buraya gelsin ve ibadetini yapabilsin. Nasıl ki İstanbul’da kiliseler var ve her pazar günü ibadet yapılabiliyorsa Akhtamar’da da öyle olabilir.
Birbirimizin dinine saygı duymamız lazım ama kime söyleyelim? Senede bir kez ayin yapıyoruz, ‘yeter’ diyorlar. Siz de hacca gidip geliyorsunuz. Allah sizin hacınızı da kabul etsin. Ancak bu da bizim hacımızdır. Bu dünya kocaman bir dünyadır. Hepimize yeter. Kilise şart değil. İbadet etmek isteyen herkes için her yer bir mabettir. Yeter ki insanlar birbirine karşı saygılı olsun, hoşgörülü olsun.”
‘TOPLUMLARIN BİRBİRİNİ TANIMASINA VE KAYNAŞMASINA VESİLE OLACAKTIR’
Van Kurtuluş Kilisesi Pastörü Vahit Yıldız da Süryani kiliselerinin Süryani cemaatinin yönetimine bırakıldığı gibi Akhtamar Kilisesi’nin yönetiminin de Ermenilere bırakılmasının daha faydalı olacağını düşünüyor. Akhtamar’da ayinin yılda bir kez yapılmasının Ermeni cemaati açısından yetersiz olduğunu belirten Yıldız, şunları söyledi:
“Süryani manastırları her zaman açıktır. Ancak Akhtamar Kilisesi şu anda bir müze olarak görülüyor. Giriş ücreti de çok yüksek. Bu yüzden artık insanlar eskisi kadar gidemiyor. Akhtamar Kilisesi daha cazip hale getirilmelidir. Kilisenin Ermeni cemaatine devredilmesi çok daha iyi ve yerinde bir karar olacaktır. İbadetlerin her gün yapılması ya da Ermeni cemaatinin kendi programına göre yapılması daha iyi olacaktır.
Bu, toplumların birbirini tanımasına ve kaynaşmasına vesile olacaktır. Bölgemizde ve ülkemizde birçok halk ve bu halkların farklı farklı inançları var. Devletimiz bu inançlara eşit bir şekilde yaklaşıp kolaylıklar sağlarsa, inanıyorum ki halklar da bunu anlayış içinde, sevgi saygı çerçevesi içinde karşılayacaklardır. Bu yüzden Akhdamar yılda bir kez değil de tamamen özgür bırakırlarsa çok daha yararlı olacaktır.”
Leave a Reply