Ordulu Ermeni taş ustası Kirkor Kurtboğan

Güven Bayar

Tehcir (Ermeni Soykırımı-‘Akunq’ web sitesi) sonrası bir çok zanaatkâr ve meslek sahibi kişinin yok olmasıyla doğan boşluğun bir türlü kapanmadığını sözlü tarih çalışması yaptığım kişilerden çok duyuyorum. Kirkor Bey de tehcir sonrası devam ettiği taş ustalığı dönemini, taş ocağı ve mermer atölyesi kurduğu ve müteahhitliğe başladığı 1920’lerin sonuna kadar devam ettiriyor.

Ordu Ermeni mahallesinde bugün ayakta duran evlerin çoğunda izi bulunan Kirkor Kurtboğan’ın Paris’te bulunan torunu Zıvart Hanım üzerinden ulaşabildiğim aile fotoğrafı, Kurtboğan Ailesi’nin hikâyesinin kapısını araladı.
Kirkor Kurtboğan 1890, Nıvart Çakaryan 1892 Ordu doğumlu. 1915 Ermeni Tehciri’nde kızları ve 1913 doğumlu o zaman 2 yaşında olan oğlu Kegam Bey’i Gürcü komşularına bırakıp, aile büyükleri ve akrabalarıyla sonunu bilmedikleri bir yolculuğa çıkıyorlar. Kirkor Bey ve Nıvart Hanım’ın anne ve babaları tehcirde öldürülüyor. Geri döndüklerinde çocuklarını komşulardan alıp yeniden hayata tutunmaya çalışıyorlar. Nıvart Hanım tehcirde kız kardeşini kaybediyor. Yıllarca yaşayıp yaşamadığını dahi bilmediği kız kardeşinin Ermenistan’da olduğunu 60 yıl sonra öğreniyor çocukları. İki kız kardeş buluşamıyor ama kuzenler birbirleriyle görüşmeye başlıyor. İki kız kardeş birbirlerinden habersiz, Ordu’da Nıvart Hanım kızına kız kardeşinin ismi Zıvart’ı, Ermenistan’da yaşayan Zıvart Hanım da ablası Nıvart’ın ismini veriyor kızına.
Kurtboğan Ailesi: (Soldan sağa) Kızı Süzen, Kirkor Efendi, Kegam, Hayguhi, eşi Nivart Hanım ve Kohar
Tehcir sonrası bir çok zanaatkâr ve meslek sahibi kişinin yok olmasıyla doğan boşluğun bir türlü kapanmadığını sözlü tarih çalışması yaptığım kişilerden çok duyuyorum. Kirkor Bey de tehcir sonrası devam ettiği taş ustalığı dönemini, taş ocağı ve mermer atölyesi kurduğu ve müteahhitliğe başladığı 1920’lerin sonuna kadar devam ettiriyor. 1930-1960 yılları arasında sivil mimari örneği diyebileceğimiz 40’ın üzerinde yapı inşaa ediyor. Tehcir sonrası Matbaacı Karnik Kalayciyan kardeşi Armenak Kalayciyan’ı (1904-1957) yıllar sonra gazete ilanıyla buluyor. Armenak Bey Robert Kolej’de (şimdiki Boğaziçi Üniversitesi) inşaat mühendisliği okuyor ve Ordu Belediyesi’nde baş mühendis olarak yıllarca görev alıyor. Ordu’da günümüze kadar gelebilmiş sivil mimari örneği olan simge onlarca yapıda ( Ziraat Bankası, Millet Sineması, Merkez Polis Karakolu Binası) imzası bulunan Armenak Bey tüm bu yapıları taş ustası Kirkor Bey ile beraber yapıyor.

O dönemin tanıklarından Doktor Dikran Toramanla konuştuğumda Kirkor Bey’in aile evinin durduğunu bilmiyordum…
“Kirkor Efendi’yi hatırlıyorum. Ben ortaokula giderken babamın yanına uğrardı, temiz giyimli sayılan sevilen bir adamdı. Çarşıya indiğinde, Sırrıpaşa Caddesi’ndeki eski çifte fırın aralığında, oğlu Kagam’a yaptığı evin altı nalbur dükkanıydı, orada otururdu. Kendi aile evi Ermeni mahallesinde Arjantin’e göç eden Diran Antesyanların çifte evler olarak yapılan evinin arkasında duruyor. O evde de Ahmet Cemal Mağden’in kızı Melek Hanımlar ve yan evde Muhittin Ilgıt ve Leyla Hanım otururdu. Kirkor Efendi’nin evinde şimdi yaşlı bir kadın oturuyor. Kirkor Efendi’nin Ermeni mahallesinde dokunmadığı ev yok gibidir. Ayrıca taş ocağında mermer atölyesi vardı. Unutamadığım bir hatıra, Ordu’da 1937 yılında yıkılan tarihi Osman Paşa Şadırvanı park olarak düzenlendi ve bir süre sonra Atatürk büstü koymak istendi. Büstün mermer kaidesini Kirkor Efendi yapmıştı. Pembe dokulu çok ilginç bir mermerdi, günlerce konuşuldu. Ordu’da 1950’lerin sonuna kadar yapılan tüm mermer kaideler ve benzer işler Kirkor Efendi ve oğlu Kegam tarafından yapıldı.”
Dikran Amca’nın işaret ettiği Kirkor Bey’in evine gitmeden önce Zıvart Hanım’ı arayıp Ordu’dan ayrılış sürecini konuştuk:
“Dedem Kirkor Efendi’nin yapmış olduğu evde büyüdüm. Daha sonrasında babam Kegam için çarşıda yapılan eve geçtik ama burada da kalıyorduk. Dedem Kirkor Efendi 1962 yılında vefat etti. Daha sonra büyük annem hastalandı ve 1964 yılında oda vefat edince çarşıda bulunan evi satıp yukarı aile evine geldik. Buraya geldikten birkaç yıl sonra 1967 yılında babam rahatsızlandı ve kısa süre içinde kaybettik babamı. Teyzemler de bizim mahalledeydi, 1974 yılına kadar yaşamaya devam ettik burada. 1975 yılında İstanbul’a gittik.”
Kirkor Bey’in evine, yazları Ordu’da bulunan tarihçi Oktay Özel’le beraber gittik. Gittiğimizde Dikran Amca’nın dediği gibi yaşlı bir kadın karşıladı bizi. Evin bahçesini ve etrafını gezmek istediğimizi, buranın Taşçı Kirkor Efendi’nin evi olduğunu söylediğimizde anlayışla karşıladı. Evde değişikler yapılmış, dışarıdan merdiven verilip iki daireye bölünmüş yapı. O günlere dair bir iz aradık ama bulamadık.

Yazıyı bitirmeden Ordu Çakal Çıkmaz Mezarlığı’na gidip Kirkor Bey ve eşi Nıvart Hanım’ı ziyaret etmek istedim. Kirkor Bey’in çocukları dahi hayatta değil ama yapmış olduğu yapılar duruyor. Ordu’nun mimarlık tarihi Ermeni taş ustalarının yapmış olduğu eserler üzerinden yazılacak. Bu yapıların bir çoğu tescilli olmasına rağmen restorasyon çalışması başlatılmıyor. Kaderine terk edilmiş durumda.
Taşbaşı Mahallesi’nde Osmanlı döneminde inşa edilen Ermeni, Rum ve Osmanlı mimari özelliklerini yansıtan tarihi evlerin ise restorasyon sonrası kültürel varlık eseri olma vasfına sahip özelliklerini yitirip resmi kurumlar tarafından dernek ve kuruluşlara verildiğini görüyoruz.


T24 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hoş Geldiniz

Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri’yle ilgili bilgi alış verişi gerçekleştirme merkezinin internet sitesi.
Bu adresten bize ulaşabilirsiniz:

Son gönderiler

Sosyal Medya

Takvim

September 2025
M T W T F S S
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930