Ara Sarafyan’ın “Ermeni Soykırımı hakkında Talat paşanın raporu, 1917” çalışması, “Komitas” enstitüsü tarafından bu yılın Nisan ayında yayınlandı.
Bu kitap, Talat paşanın şahsi belgeleri arasında bulunup, tanınmış gazeteci ve tarihçi Murat Bardakçı tarafından yayınlanmış raporla ilgili yeni bir çalışmadır. Ara Sarafyan’ın sözlerine istinaden, Bardakçı’nın, Talat paşanın raporuyla ilgili analizi sınırlı olup belgelerin gerçek içeriğini yansıtmamaktadır. Ara Sarafyan, 1917 raporunun gerçekte Ermeni Soykırımı’nın özel bir değerlendirmesi olduğunu iddia etmektedir.
“Mediamax”ın Ara Sarafyan’la görüşmesi.
– “Ermeni Soykırımı hakkında Talat paşanın raporu” belgeleriyle ilgili ne söyleyebilirsiniz?
– Bu rapor 1982 yılında, Türk gazeteci ve tarihçi Murat Bardakçı tarafından Talat paşanın özel arşivinde bulunmuştur. Bardakçı, bu belgeleri 2005 yılında kısmen, 2008’te ise tamamen (orijinalin kopyasıyla birlikte) yayınladı. Bardakçı, kitaba eklediği yorumlarında Ermenilerle ilgili kısmı gölgelemiş ve hatta çarpıtmış olmasına rağmen, ben orijinali tartışılmaz bir belge olarak kabul ediyorum.
– Rapor ne şekilde değiştirilmiş veya çarpıtılmış?
– Murat Bardakçı bu çalışmanın başında “24 Nisan 1915’te ne olmuştur?” başlıklı bir önsöz ekleyip, Osmanlı Ermenilerinin 1915 yılında “tehcire” tabi tutulmuş olduklarına dair resmi tezi tekrarlamaktadır. Ermeni Soykırımı hakkındaki tüm yaklaşımları reddedip Talat’ın 1917 yılı raporunu kesinlikle uygun olmayan bir şekilde adlandırmaktadır. Her halükârda, kendisi tarafından verilen tüm verilerin farklı yorumlara açık olduğunu da belirtmektedir. Raporun 2005 yılında yayınlanmasından sonra asıl tartışmaları, bu raporun önemini elden geldiği kadar yumuşatmaya çalışan Türk tarihçiler “yürütmekteydi”. Raporun başlığı ve tarihi olmadığı, bu yüzden de herhangi biri tarafından yazılmış olabileceğini belirtiyor, fakat bu belgelerin Talat’ın şahsi evrakı arasında bulunmuş olduğu olgusunu yorumlamıyor, daha geniş bir yelpazede ele almıyor ve kendilerinin ortaya attığı soruların cevaplarını önermiyorlardı. Bildiğim kadarıyla, sadece Türk tarihçi Fuat Dündar bir kere olmak üzere az-çok rapora değinmiştir.
– Talat’ın raporunun, Türk resmi tarihçileri tarafından gizlenmiş olduğunu mu düşünüyorsunuz?
– Evet! Talat paşanın, Osmanlı Ermenilerinin tehciri sürecine ne kadar derin katılımı olduğu ve bu süreçte ne tür belgeler toplamış olduğu olgusuna değinmeden kendi meselelerini ortaya koyuyorlardı. Örneğin, Ermeniler hakkında özel bilgi gönderilmesi talebiyle Talat tarafından 1917 Şubatında, bazı vilayetlere yazı yollanmıştı. Talat’ın raporundaki veriler, yukarıda belirtmiş olduğum yazılarda talep edilen verilerle aynı karakterdedir. Araştırmada, farklı vilayetlerdeki “yerli” ve “dış” Ermeniler ve bu “dış” Ermenilerin kökenleri hakkında veriler bulunmaktadır. Türk resmi tarihçiler, raporun cevaplarının Türk arşivlerinde bulunduğunu ve 1917 Şubatında gönderilen yazının, Talat’ın raporu için bir mihenk taşı olduğunu tabii ki bilmektedir. Bazı bilgiler, Talat’ın raporundaki verilerle uyuşmaktadır, fakat bir kısmı düzeltilmiş olup biraz farklıdır. Bu arşiv izi “Ermeni Soykırımı hakkında Talat paşanın raporu” çalışmasındaki yazımın temelini oluşturmaktadır.
– 1917 verileri Ermeni soykırımıyla ne şekilde ilintilidir?
– Talat’ın raporunun önsözünde toplu bir analiz yer bulmaktadır. Bu analizde verilerle ilgili tamamlayıcı kısımlar var. Listelerden birinde, Osmanlı istatistiklerine göre Ermenilerin 1914’te farklı vilayetlerdeki dağılımı gösterilmektedir. Bir başka listede ise 1917 yılı verileri gösterilmektedir. Bu listede, diğer vilayetlerde kayıtlı olan Ermenilerin o tarihte bulundukları vilayetteki sayısı belirtilmektedir. Bu son liste büyük bir ihtimalle özel talimat üzerine hazırlanıp toplu analize dâhil edilmiştir (farklı vilayetlerde bulunan Ermenilerin toplam sayısı hakkında bir listenin bulunmaması enteresandır). Toplu analizde yer alan veriler sayesinde Talat, örneğin, 1914 yılında İzmit’te yaşayan Ermenilerin sayısını öğrenip, 1917 yılında İzmitli Ermenilerden ne kadarının yurtlarında kaldığı ve ne kadarının Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı bir bölgesinde bulunduğunu öğrenebilirdi. Bu sayılar sayesinde Talat, ne kadar İzmitli Ermeni’nin tehcire uğradığı ve kaçının 1917’de hâla hayatta olduğunu (veya olmadığını) takip edebilirdi. Bu sebeplerden dolayı, ilk defa olarak Murat Bardakçı tarafından yayınlanan Talat’ın belgeleri hakkındaki analizimi “Ermeni Soykırımı hakkında Talat paşanın raporu, 1917” adlandırdım. Bu raporu “Ermenilerin tehcirden sonraki genel sayısı” olarak adlandıran Murat Bardakçı’yla kesinlikle aynı fikirde olmadığımı burada özellikle belirtmek isterim. Şayet bu rapor bir “tehcir” yansıtmış olsaydı, tehcir edilmiş olanların büyük bir kısmının başka bir yerde, özellikle de gönderilmiş olduğu yerde yerleşmiş olduğunu düşünebiliriz. Gerçekte ise, Osmanlı Ermenilerinin büyük bir kısmının (kaba bir hesapla %80’i) 1914–1917 yılları arasında fiilen yok olduğunu görmekteyiz. Büyük bir kısmı tahminen öldürülmüş ve çok sayıda kadın ve çocuk ise Müslüman ailelere verilmiştir. “Yerli” ve “dış” Ermenilere gelirsek, belki de onları Ermeni Soykırımının “rehin kurbanları” olarak adlandırmak daha doğru olur. Bu insanlar, Osmanlı devletinin hayatlarıyla oynadığı ve Müslüman-Türk olarak asimile olmaya zorladığı “oyuncakları” oldu. Bazı durumlarda, örneğin Kayseri Vilayeti’nde, asimile olmaları için Müslüman köylerine dağıtılmışlardı.
– Bu durumda, Talat’ın raporuna göre kaç Ermeni “yok olmuş”?
– Rapora göre, 1914 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nda resmi verilere istinaden 1 milyon 112 bin 614 Ermeni kaydedilmişti. O tarihlerde resmi sayımlar yapılmadığını hesaba kattığımızda, bu sayı revizyona ihtiyaç duymaktadır. Talat’ın kısa analizinin dikkate değer bir açıklama kısmı var. Buna göre, raporda belirtilen Ermenilerin 1914 yılı resmi sayısında Katolik Ermeniler yer almamaktaydı ve kendisi Apostolik ve Katolik Ermenilerin (Protestan Ermeniler de katılmamıştı) sayısını 1 milyon 256 bin 403 olarak düzeltilmiştir. Açıklamada, Ermenilerin sayısını devamlı olarak az gösterme eğiliminin var olduğunu hesaba katarak, bu sayının 1,5 milyon olarak kabul edilmesi gerektiğini de belirtmektedir. Aynı açıklamada, vilayetlerdeki “yerli” ve “dış” Ermenilerin sayısını da 284 157’den 350–400 bine kadar yükseltmek gerektiğinden bahsetmektedir. Böylece, bu verilere istinaden, 1914–1917 yılları arasında kalan süreçte yaklaşık 1 milyon 100 bin Ermeni yok olmuştur. Bu veriler tabii ki analiz edilmelidir. Birincisi, 1914 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nda kaç Ermeni’nin yaşamış olduğu kesin değildir. Bunun haricinde, yaklaşık 40 bin Protestan Ermeni sorunu var. Bu insanlar Talat’ın raporunda belirtilmemektedir (onların da genelde tehcir edilip öldürülmüş olmalarına rağmen). Talat’ın raporunda bazı bölgeler bulunmamaktadır. Öncelikle, Canik (Samsun) ve Edirne bölgeleri, ki buralarda da tehcir gerçekleşmiştir. Bunun haricinde, kaç Ermeni’nin doğuya kaçabildiği ve daha sonra bu insanlara ne olduğu konusu kesin değildir. Şayet bu insanlar da soğuk ve açlıktan öldülerse, onları da Soykırım kurbanları olarak kabul etmek gerekmez mi?
– Talat paşanın raporunu araştırarak neye varmak istiyorsunuz?
– Talat’ın raporunun önemini tarihi bir belge açısından değerlendirmek istiyorum. Bunu gerçekleştirdikten sonra, rapordaki verileri Osmanlı belgelerine istinaden Ermeni Soykırımına yönelik resmi duruş olarak takdim etmeye karar verdim. Ayrıca, imkânlar dâhilinde, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan farklı Ermeni topluluklarının bu dönemde nasıl hayatta kalabildiklerini göstermek istedim. Sayıları incelemek istemiyorum, zaman içinde bu yapılabilir.
– Çalışmanızın İngilizce olarak yayınlanmasından sonra yaklaşık üç ay geçti, özellikle Türk resmi tarihçilerinden ne tür tepkiler aldınız?
– Çalışmam, başka yerlerde olduğu gibi Türkiye’de de okurlar tarafından sıcak karşılandı. Yine de, henüz bilimsel bir tepki almış değil. Talat’ın raporu Murat Bardakçı tarafından ilk defa yayınlandığında Türk resmi tarihçileri arasında benzer bir rahatsızlık duyulmaktaydı. Hatta The New York Times gazetesi bu “sessizliği” 8 Mart 2009 sayısında “Amnezi örtüsüyle örtülü yaklaşık bir milyon soykırım kurbanı” (Nearly a Million Genocide Victims, Covered in a Cloak of Amnesia) makalesiyle yorumlamaktaydı.
– Türk tarihçiler tarafından size yönelik haksız yaklaşımlardan korkmuyor musunuz?
– Hayır. Türkiye’nin Ermeni Soykırımıyla ilgili resmi görüşünü tenkit eden herkes benzer tepkilere hazır olmalıdır. Bu durum, sürecin bir bölümüdür. “Komitas” enstitüsü yakında bu çalışmayı Türkçe olarak yayınlayacaktır ve sağlıklı bir tartışmaya konu olacağı konusunda ümidimi kaybetmiş değilim.
– Türkiye’deki okuyucu kitleniz kimlerdir?
– Ermeni Soykırımıyla ilgilenen insanlar ve bu sorunu resmi Türk tezi sınırları dışında tartışmaya hazır olan kişiler
– Belli çevrelerden size karşı dile getirilen radikal görüşleri hesaba kattığımızda, çalışmanızın Türkçe versiyonunun adil görüşme malzemesi olacağından emin misiniz?
– Tüm dünyada radikal görüşlere sahip insanlar var, fakat benim okuyucu kitlem farklıdır. Bunun haricinde, Talat paşanın raporuyla ilgili bu çalışmam karmaşık bilimsel malzeme değil, bayağı kolay sindirilebilir ve nettir. Büyük bir bölümü Talat’ın orijinal raporunda yer bulan istatistiklerdir. Raporun orijinali Bardakçı’nın kitabında tıpkıbasım olarak (Osmanlıca orijinalin Türkçe harflere çevrilmiş hali) bulunabilir. Öyle ki, gerçekliğinden şüphe duymaya mahal yok. Ermeni Soykırımıyla ilgili bu verileri daha basit terimlerle ortaya koymakta ve iki harita eklemekteyim. Çalışmadaki analizim bu bilgilerin nereden elde edildiği ve Talat’ın bunları Ermeni Soykırımıyla ilgili değerlendirmelerinde nasıl kullanmış olduğu hakkında veriler barındırmaktadır. Araştırmam, Osmanlı arşiv belgelerine dayandığından dolayı Türkiye’de kolaylıkla denetleme imkânı var.
“Ermeni soykırımı hakkında Talat paşanın raporu, 1917” çalışması ve iki haritayı aşağıdaki adreslerden indirmek mümkündür.
http://gomidas.org/NOTES_AND_STUDIES/Talaat%20Pasha%20Report%201917.pdf
http://gomidas.org/NOTES_AND_STUDIES/Talaat%20Pasha%20Map%201.pdf
http://gomidas.org/NOTES_AND_STUDIES/Talaat%20Pasha%20Map%202.pdf
Türkçesi: Akunq veb sitesi çalışanı Diran Lokmagözyan






Leave a Reply