İra Tzourou
Evde Ermenice konuşan 1905 Şepik doğumlu metsmamamın ismi Sirvart, onun Eğinli mamasının ismi Hayganuş. Hayganuş yayanın maması Hınazant. Sirvart metsmamanın Yozgatlı kaynanasının ailesindeki Narineye sokakta Nardane derlermiş, Lusine tantik ise Yusine olmuş. Evde kadınlar aralarında konuşurken aklımda kalmış bu isimler. Filor morakuyr Sıvas da doğmuş, diğin Αzadhui Tokat dan gelmiş,Hripsime tantik ki Hrip derdik Malatya kökenliymiş. Arusyak tantik ki Sirvartın kız kardeşiydi Arus derlerdi kendi aralarında.
1915 den 1921 den sonra isimler tehlikenin geldiğini anlamış olmalı ki anayetim anadoluda tarihi Ermeni isimleri Sıvas’da Gülvart olmuş. Erzurumlu Dersimli, Manuşaklar da Menekşe oluvermiş. Sürgün yollarında kulaklarındaki küpelerini çekip alırken yırtılan Varthuyiler isimlerini unutmuş, unutturulmuş. Maryamlar Meryem olmuş.Kucağındaki bebeğini kaybeden, atlı gürühler tarafından iğfal edilen binlerce ermeni kadınları isimlerini geçmişleri ile birlikte kararmış ruhlarına gömmüş. Kürt ağalara peşkeş çekilen binlerce ermeni kadınının isimleri beş vakit namaz ile secadelerin altına saklanmış.
Tarihi Ermeni isimlerinin yok olması 1940 larda ikinci bir darbe yemiş, güzelim isimler sinema aktörlerine özenti olmuş. Kilise sayısız Janet vaftiz etmiş. Mamamın ismi de Janet. Mamam büyüdükçe, okudukça, akıllandıkça ismini soruşturmuş. Takuhi ya da Siranuş olaymış keşke demiş. Μaması gülmüş geçmiş, o isimler olmazdı demiş. Diasporada bir Martin tanıdım. Ben Ermeniyim dedi. Nasıl olur ne alaka bu isim dedim. E dedi içinde mart var ya “մարդ” ermenice erkek adam demek. Almanya doğumlu kuzinim Belindanın metsmasının ismi Satenik. Aile Kastamonudan Topkapıya göçmüş. Satenik metsmama o da kızını Janet olarak vaftiz etmiş. Satenik metsmanın ailesinde aklımda kalan 1960 lar doğumlu bir Öjeni ablamız vardı. Kastamonu kökenli bir aile nasıl böyle fransız özentisi bir isim tercih eder yüzlerce tarihi ermeni ismi varken ? Abdülaziz’in Avrupa seyahatindeyken tanıştığı İmparatoriçe Eugénie, 1869 sonbaharında III. Napoléon’u temsilen İstanbul’a gelmiş. Beylerbeyi Sarayı’nın ilk yabancı konuğun Fransa İmparatoriçesi Eugénienin uzun İstanbul ziyareti, Osmanlı kamuoyunda büyük ilgi uyandırmış ve özellikle gayrimüslim topluluklarında isim popülerlik kazanmış. Kastamonu kökenli bir ermeni ailesi ve pek çok Anadolu kökenli ermeniler modernleşme batılaşma adına karşılığı Yevkine olan Eugénieyi Fransızcadan aktarıp Öjeni/Ojeni ve Öjen olarak yaygınca kullanmış. İşte bizim ailenin Öjenisi de hakkına düşen isim payını da güzel ve aristokrat Eugenie den almış. 1973 senesi ise İstanbul Ermenileri için siyasi ortamın kapıya dayandığı sene. “ Janet hanım sizinkiler gene bizim konsoloslarından birini öldürmüş” Nasıl bir cevap verebilir bizim korku içinde yaşayan ermeniler komşu Sevim hanıma ? Yegane çare yeni doğan çocukları damgalı ermeni riskinden kurtarmak, ama paralel olarak da yabancı bir isim ile avrupaya yanaşmak. Benim nesil ve sonrası Ermeni cemaati kadın isimlerinde artık ok yaydan çıkmış. Natali, Linda, Sesil, Karina, Lara, Melani, Tila ve Serli adları asırlık tarihi ermeni isimlerinin pabucunu dama atmıştı.
Bizim cemaat çok meraklıdır kraliçe prenses isimlerine. Gündemde prenses Diana olduğunda o seneler kız çocukları Diana olarak vaftiz edilir. 1200 senelerinin Kilikya kraliçesi Zabel kimin aklında ki ? Prenses Satenik ya da Kraliçe Ashkhen, Vaspurakan prensesleri nerede ?
Işık veren manalı en son Lusaper adını taşıyan İstanbul’da 1975 de doğmuş sonrası yok. Yüce ve muhteşem manalı Bercuhi 1968 de doğmuş sonrası yok. Dedemin Ankaralı terzi bir arkadaşı vardı karısının ismi Sırpuhi ki Azize demektir, sanırım artık hiç kullanılmıyor bizim oralarda. 1978 den beri Araksi adı kullanımdan kalkmış, şafak manasındaki Arşaluyslarımız ise 1979 dan bu yana artık güneş doğarken ışıklarını saçmıyorlar. Koca bir kent kuran kral ismi Dikranın dişisi Dikranuhi adını kim yeni doğan kızına veriyor artık ? Κimse. En son Dikranuhi isimleri 1975 e kadar kullanılmış. İstanbul’da ondokuz, Yozgat-Tokat-Sivas ve Diyarbakır da birer tane. 1975 den sonra da bu adı taşıyan kimse kalmamış mer Bolis de. Bingöl, Amasya, Sinop, Erzincanlı Verkine tantiler de yok artık, onları da unuttucağız. Bizim aileden Arusyakın ve Hagopun kızı Ankine ki ismi paha biçilmezdir şanslıymış diyorum, nitekim 1972 den bu yana bu adı taşıyan kimi kimse kalmamış gene mer Bolis de. En yaygın ermeni isimlerinden Ani belkide fazla kuşku yaratmıyor ki halen kullanılıyor. Ne mutlu bizlere. Ermeni ismi belli olur korkusu ile Erzincan da tapınağı bulunan tanrıça Anahit ismini kullanımdan kaldırmışlar ama Ani halen tercihlerde yerini kaybetmemiş.
Yazları evimize gelen bir misafirimiz olurdu. Bembeyaz tenli çok şirin bir kız olan Şuşanın ismini çok severdim. 1970 ler olmalı. Hanımhanımcık Şuşanik benim çocukluk yıllarımın hurisiydi. Seneler geçtikçe aileler bu güzel ismi Suzan-Susan-Suzi olarak kalıbına uydurdular. Beyruttan gelen bir akrabamızın kızı Ağavni bahçemizde koşar dururdu, uçarcasına. Güvercin manalı ismi 1915 lerde Malatyadan yürüme Beyruta varan metsmamasının ismiydi. Günümüzde mer Bolis de acaba var mıdır bir Ağavni ? Bir kaç tane yaşıtım Agavni geleneksel adını koruyabilmiş. Yakacık da yazlık yapan acılı Dençali tantiğin ismini en son 1970lerin başında duydum. Bir daha da duymadım.
Metsmamanın cevresi ve komşuluk ilişkileri kendi mamasından miras kalmış olduğu için çok büyüktü. Kumkapıya göç etmiş Eğinliler Arapgirliler Tokatlılar akraba olmasa bile birbirlerine akraba gibi sarılırlardı. Senede bir kere ya biz gider ya da bize gelen Azniv, Yeğisabet, Armen,Vanuhi, Iskuhi, Arpine tantikler olurdu. Eskilerden konuşurlardı. Yemekler yaparlardı. Βir yaz günü tüm bu tantikler Sirvart metsmamın Altıntepedeki balkonunda sanki önceden aralarında kararlaştırmışlar tümü çiçekli emprime perdeler gibi giyinmiş ve Karnig daydayın fotoğraf estantanesine yakalanmışlardı. Eski ve yeni kuşak ermeni kadınları Janetler ve Armenler bir karede.
Ermenilerin tarihi 3000 yıl öncesine dayanmaktadır. Bu uzun zaman boyunca, hem diğer uygarlıklardan ödünç alınan hem de kendi uygarlıklarına ait isimlerden oluşan zengin bir isim listesi vardır. Dededen toruna geçen erkek isimleri ailenin geçmişten geleceğe kurduğu bağlardan biridir.
İstanbul Ermeni diyalektine dayanan Batı Ermenicesinin son demlerini yaşadığı ermeni toplumunun büyük yüzdesi artık anadil olarak Türkçeyi benimsemiş. Anadili olarak Türkçe Ermenice’nin yerini alıyor ve bu yüzden bir taraftan Türkiye’de Ermenice yok olma sürecine girmiştir, öbür taraftan tarihi isimler de kesinlikle tehlikede olan bir sürece girmiştir. Telaffuz etmenin güçlüğü, batılaşma modası ve öteki olma korkusu ile antik isimler artık kullanılmamaktadır. Karolin, Linda, Tanya, Karla, Olivia isimleri Getronagan Lisesi mezunlarının son 20 senesinde listesine geçmiş kadın isimlerinden bazıları. Random bir arama ile 1897-1898 Esayan lisesinin ilk mezunlar listesindeki isimler ise Armenuhi, Hayganuş, Nemzur, Vartuhi. 1919 senesinindeki mezunlar Armine, Arşaguhi, Yeranuhi, Ayguhi, Mari, Siranuş, Siruhi, Sırpuhi, Vartanuş ve Vehine. Zaman makinesine girip son 30 senenin mezunlarının isimlerine bakıldığında kültürel bozguna uğramış isimlerden bazılarına bir göz atalım: Nadya, Janin, Jülyet, Letisya, Diandra, Jaklin, Vivien, Reneta. Belki de yeni bir Ermenilik inşa ediliyor, kim bilir? Bu yeni yetme kadın isimleri eski aile kültüründen uzaklaşmış, yeni ermeni toplumunun modern seçenekleri . En son Hermine, Hıripsime, Nıvart 1974’te doğmuş. Son Takuhi 1976’da, son Araksi 1978’de, son Arşaluys 1979’da adlandırılmışlar. En uzun direnen Arusyak 1981’de son örneğini vermiş.
Ermeni kadın isimlerinin son 50-60 senedeki bu garip fenomeni her nedense erkek isimlerinde uygulanmamış. Büyük yüzdesinde İstanbulun ermeni erkekleri hala Ğazaros, Ardaşes, Vahan, Garabet, Kevork, Dikran, Mihran, Avedis. Neden kız isimleri böylesine büyük bir değişim yaşarken erkek adları daha temkinli gitti? Genç Aralar, Minaslar, Sarvenler hala aramızda. Rupen’le Haçik henüz unutulmadı. Tüm Kirkorlarla Yervantlar henüz dayday olmadı. Türkiye çapında bakıldığında ise Türk isimlerininde 1935 ve 1950 sonrası bozguna uğradığını farkerdiyoruz. Osmanlıdan yadigar isimler, yerini anlamsız modern Türk isimlerine vermiş : Ajda, Aşkım, Ulus, Ülkü, Yurt, Yurtsev, Yeliz, Güliz, Güniz, Beliz vs
Türkiye’de cumhuriyet sonrası darbe üzerine darbe ve tehlike yaşayan yüzbinlerce Ermeni, bir kere daha evlerini terk edip yerleştikleri batı ülkelerinde çocuklarına modern dünya isimleri vermeyi uygun görmüş. Metnin başında yazdığım Martin komik bir örnek. Tanınan diaspora ermenilerinin adlarına baktığımızda şarkıcı ve aktör Amerikalı Cher in ermeni kimliğini ancak soyadından anlayabiliriz. Gene dünya çapında Fransız ermenisi Charles Aznavour’un seneler sonra Ermenistana yaptığı yardımlar sonrası gerçek adının Shahnur Vaghinag Aznavuryan olduğu kamuya duyuruldu. Diasporada isimleri duyulan yüzlerce ermeninin adları gerçek kimliklerini ele vermez. Türkiye’de ya da diasporada Ermeni olmanın yükünü değerli bir dostumun lafları ile kulağıma küpe olmuştur. “Sen yürüdüğün zaman Ermenilik de arkadan yürür” der. “İstediğin kadar sakla, istediğin kadar dünya vatandaşıyım de, istediğin kadar enternasyonalizm savun, gölge gibi arkadan yürür kimliğin. İstemesen bile sana hatırlatırlar unutturmazlar” der.
Halaskargazi Caddesi üzerinde, aynı zamanda Hrant Dink’in öldürüldüğü yerde Azerbaycan ve Türkiye bayraklarıyla araç konvoyu yapılırken, Feriköy’de Pangaltı’da yaşayan son Ermeniler çocuklarına hangi isimleri verebilir ? Herhangi bir azιnlığı koruyamayan Τürkiye de isimlerin de kültürel batağa girdiği aşikar. Şöyle ya da böyle eski antik ermeni isimleri artık yok kadar az. Parseğ Tuğlacıyanın Pars Tuğlacı olduğu, Hagop Martayan’ın önce Agop sonra A. Dilaçar olduğu, önce öleyim sonra yazarsınız gerçek kimliğimi demek zorunda kalan sevilen aktörlerin sırtladıkları ermeni kimliği yükü eski adların da yok olmasında yer alan büyük bir faktör. Nadir olsa da Ermenistan da rastlayabileceğiniz Lems ismini araştırdığımda 1946 Aygabats-Shirak doğumlu ressam ve eğitmen Nersisyan Lems çıktı karşıma. Nasıl bir Ermeni ismi bu ? 1946 senesinde hangi Ermenistanlının aklına gelir böyle bir isim. Lenin Engels Marx Stalin isimlerinden bir derleme. Bulmacanın cevabı devrim. Fransız devriminin Fransız bebek isimlerini etkilemesinden bir asırdan fazla bir süre sonra, Rus Devrimi (ve sosyalist ideoloji) bir avuç Rus ebeveyne bebeklerine benzer şekilde vatansever isimler verme konusunda ilham verdi. İşte bu vatansever bebek isimlerinin örnekleri arasında Ermenilerin de kullandığı, çoğu 1920’lerde ve 1930’larda kullanılan Lentrosh “Lenin, Trotsky, Shahumyan“ ve Lems “Lenin, Engels, Marx, Stalin”.
Yaşadıkları ve gittikleri yerlerde rahat etmelerini düşünen Ermeni ebeveyneler, egemen haline gelen plastik fantazi manasız Alaralar, Glendalar, Alindalar ile bizlere her ne kadar Ermeni kimliklerini gizlemeyi başarsalar bile asırların kültüründen 100 senede kurtulmak o kadar da kolay olmayacaktır.
Kaynaklar:
Sevan Νişanyan kişi adları sözlüğü
İstanbul Getronagan Lisesi mezunlar arşivi
İstanbul Esayan Lisesi mezunlar arşivi
Fotoğraf
Kahkahalara boğulan Arusyak kızı Ankinenenin kucağında Topkapılı Janetin kızı Belinda var. Objektife gülümseyen Kumkapılı Armen tantik. Şepik doğumlu Sirvart metsmama kızı Janetin yanında tornigi Heraya bakıyor. Beyrut doğumlu Ağavni Azniv tantiğin kucağında. Paris den gelen şapkası ile Yeğisabet tantik. Yozgatlı Satenik tantik de işte bu fotoğraf karesinde…… Biraz önce hepsi mutfaktaydı bumbar yaptılar, dolma yaptılar, tanabur, anuşabur yaptılar, unutmadan bir de piyaz köfte yaptılar …
Akunq.net
Leave a Reply