Recep Maraşlı
Türkiye Cumhuriyeti, Ortadoğu’da, Libya’da ve Doğu Akdeniz’de son yıllarda gittikçe tırmandırdığı Neo-Osmanlıcı, saldırgan ve yayılmacı politikasına Kafkasya’da yeni bir halka daha ekledi. Türkiye’nin politik amaçlarına uygun olarak Suriye’den devşirdiği Cihadist terör gruplarının paralı askerleriyle beraber, Azerbaycan ordusu Artsakh Cumhuriyetine karşı kapsamlı bir saldırı başlattı. Bu saldırı Artsakh halkının özgürlüğünü yok etmeyi, bölgedeki istikrar ve barışı yok etmeyi hedeflediği gibi; Ermenistan Cumhuriyetini terörize etmeyi, Azerbaycan diktatörü Aliyev ailesi oligarşisini güçlendirmeyi amaçlıyor. Ayrıca bu hamle ile Türkiye’nin diğer saldırı bölgelerinde düştüğü açmazlarına karşı pazarlık kozu elde etmeyi umduğu da görülüyor.
Türkiye geçen yıl da Suriye’den örgütlediği paralı İslami-Cihatçı askerleri Libya iç savaşına taşımıştı. Ermenistan ve Artshak’a karşı saldırının uzun zamandır planlandığ, hazırlıklarının yapıldığı güvenilir basın kaynaklarında uzun zamandır haber olmaktaydı.
Tüm bunların arka planında ise tıpkı 100 yıl önceki Türkçü-Turancı İttihad-Terakki hükümeti soykırım ve sürgün siyaseti gibi, onların mirasçısı olarak İslamcı-TürkçüAKP-MHP iktidarının da, Kafkaslardaki Ermeni varlığını yok ederek “Kızıl Elma” ülküsünü gerçekleştirme arzusunun bulunduğuna kuşku yoktur.
Niyet ve mantıkları ne kadar saçma ise saldırganlıkları ve halklarımız için yarattığı tehlike de bir o kadar ciddidir. Eğer bu saldırganlık uluslar arası toplum tarafından ciddiye alınmaz ve durdurulmazsa tıpkı Hitler Faşizmi gibi, Türk-İslam faşizmi de Ortadoğu’yu, Akdeniz’i, Balkanları ve Kafkasya’yı ateş denizinin içine atmaktan çekinmeyecektir.
Türkiye-Azerbaycan-Cihadist çete saldırılarına karşı ihtiyatlı diplomatik sözler, özellikle Türkiye’nin uğursuz rolünü göz ardı eden, iyi niyetli söylemler caydırıcı olmaktan uzaktır.
Şu anda Artsakh Cumhuriyeti’ne karşı girişilen geniş çaplı askeri saldırıda, Cenevre sözleşmesi ve İnsan Hakları Konvansiyonlarında belirlenen normlara uyulmadığı sivil yerleşim alanlarına saldırıldığı ve bombardıman edildiği görülmektedir. İşlenen savaş suçlarının bir sonucu olarak daha şimdiden çok sayıda sivil mağdur oluşmuştur.
AGİT Minsk Grubu başta olmak üzere, uluslararası toplumun, hükümetlerin, insan hakları örgütlerinin Artshak ve Ermenistan’a karşı girişilen silahlı saldırganlığın derhal sona erdirilmesi için çaba göstermeye çağırıyoruz. Bu saldırganlığa karşı kararlı bir tutum alınması ve bölgede barış ve güvenliğin yeniden tesisi ve çözüm için Artsakh Cumhuriyeti’nin uluslararası tanınırlığı etkili bir cevap olacaktır. Bu nedenle Uluslararası toplumu, Artsakh vatandaşlarının yaşam ve barışçıl gelişme haklarını garanti altına almak için Artsakh Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tanımaya çağırıyoruz.
Stuttgart, 17. Oktober 2020
Akunq.net
Leave a Reply