Haziran ayında yapılacak seçimlerde farklı etnik kökenlerden adayları destekleme kararı alan BDP’nin İstanbul ikinci bölgeden Ermeni bir adayı desteklemesi bekleniyor. Basına geçen hafta yansıyan bilgilere göre, kısa süre öncesine kadar Hayko Bağdat’ın isminin zikredildiği bu bölgede, şimdi, Hemşinli bir Ermeni olan, BDP Parti Meclisi üyesi İsmet Şahin’in de adı geçiyor.
Genç yaşta sosyalist mücadelede yer alan, daha sonra DTP’de ve ardından BDP’de siyaset yapan Şahin, aynı zamanda Ermenice üzerine çalışmalar yapıyor. Hemşincenin hızla kaybolduğunu fark ederek 12 arkadaşıyla birlikte bir dizi kitap hazırlamaya karar verdiklerini kaydeden Şahin, bu çerçevede Hemşince-Türkçe, Hemşince-Ermenice sözlükler, öykü, şarkı ve derleme kitapları hazırladıklarını ve HADİG adlı bir dernek kurmayı planladıklarını söylüyor.
Şahin, Haziran 2011 seçimlerinde BDP tarafından bağımsız aday gösterilmesinin güçlü bir olasılık olduğunu belirtiyor: “Sadece bir etnik gruptan değil, onları da kapsayacak, emek hareketleriyle de örtüşecek, yani Türkiye sol hareketini ve de Ermenilerin, Süryanilerin ve diğer etnik grupların da çıkarlarını savunabilecek biri olsun vurgusu vardı partide. Aynı zamanda Kürt özgürlük mücadelesini bilen, onla yakınlığı olan ve enternasyonalist dayanışma içinde olan birini istediler. Benim ismim bu bağlamda ağırlık kazandı.”
Dil üzerine yaptığı çalışmalar dolayısıyla İstanbul Ermeni toplumunu yakından izlediğini ve sorunlarını iyi bildiğini kaydeden Şahin, Ermeni toplumunda ‘AKP’ye minnet duyulması gerektiği’ şeklinde telkinde bulunanların yanıldığını ifade ediyor. Şahin, AKP’yi anlamak için Cemil Çiçek’in argümanlarına bakmanın yeterli olduğunu söylüyor: “Ermeniliği bir küfür olarak kullanıyor. Somut durum AKP’nin ne olduğunu bize gösteriyor. Sadece mülkiyet haklarımızı bize verince, bizim malımızı bize verdi diye minnet mi duyacağız? Tarihsel sorunlarımız ne olacak? AKP kendi Ermeni’sini, kendi Rum’unu, kendi Kürt’ünü yaratmaya çalışıyor. Bu sahtekârlığı görmek lazım. AKP geçmiş devletçi gelenekleri benimseyen, onu her fırsatta yineleyen bir partidir.”
Ermeni milletvekili olmanın tek başına çok anlam ifade etmeyeceğini dile getiren Şahin, ezilen ve yok olan toplumların ortak mücadele etmesi gerektiğini savunuyor: “Asıl mesele bütün ezilen kültürel toplulukların ortak mücadelesidir. Taleplerimiz aynı, çünkü yok oluyoruz. Artık devletin de özel bir şey yapmasına gerek yok kültürleri asimile etmek için. Mevcut küresel yaşam, kapitalist yapı, meta dolaşım sistemi insanları darmadağın ediyor. Kent yaşamı bizi birbirimize yabancılaştırıyor, bireyselleştiriyor, sosyal ilişkilerimizi bitiriyor. Bunlar olmadan bu toplulukların entelektüel kültürel zenginliklerini yeniden üretebilmeleri mümkün değil. Demokratik bir Türkiye’yi birlikte gerçekleştireceğiz ki her topluluk bundan faydalansın.”
“Agos” Sayı:782
Leave a Reply