Vatansız Tek Ulus Çingeneler ve Çingenelerin Ermenileşmişleri

CingeneSARKİS SEROPYAN

Dünyada yaklaşık 3 milyon Çingene yaşadığı sanılıyor. Avrupa’da 780.000 civarında Çingene yaşamakta. Avrupa’ya geçen Çingeneler’in serüvenlerini bir yana bırakıp Anadolu’dakileri ele alırsak, sayıları 67.000 olarak tespit edilmiş. Vırtanes Papazyan’ın araştırmalarına göre, bunların 50.000’i Hay-Poşa.

Anadolu’nun hemen her tarafında Hay-Poşalar’a rastlanıyor. Vaspurakan bölgesi dışında Ermenilerin yaşadığı her yere yerleşmişler, ancak büyük bir bölümü Sivas bölgesinde (Vezirköprü’den Boyabat ve Kastamonu’ya kadar) yaşıyor.

Gizli İşaretler
Poşalar’in göçederken, ilk kez ayak bastıkları topraklarda gayet rahat ve emin yer değiştirmelerinin, konaklama yerlerini bulmalarının, dost veya düşman toplumları kolayca ayırt etmelerinin sırrı zor da olsa çözülebilmiş. Göç eden Çingene grupları, geçtikleri yollarda duvarlara, agaç gövdelerine yalnızca ‘kendi ırkdaşlarının anlayabildiği özel işaretler bırakırlar.
Bunlardan birincisi ve en çok kullanılanı “Üç Kollu” olup, işaretin sapı gidilebilecek istikameti gösteriyor. Eski bir Budist işareti olan ikincisine Çingeneler “Svastika” diyorlar ve yolun kapalı veya tehlikeli olduğunu belirtiyor. Üçüncüsü; haçın sapı yine gidilmesi gereken yönü gösteriyor. Daha ziyade Türkiye’de görülen dördüncü işaret ise yolun gayet tehlikeli ve Çingeneler için ölümle sonuçlanabilir olduğunu gösteriyor. İşaretler bu kadar değil, pek çok anlamı olanları var.

Hay-Poşalar’ın kökenleri
Gerçi Hay-Poşalar Avrupa ve Asya’daki diğer uluslar arasında göçebe yaşayan tziganlardan farklı görünüyorlar, fakat ikisi arasında yapılacak dikkatli bir tetkik sonucunda gelenek görenek, antropoloji hatta dilde büyük benzerlikler bulunabilir. Görünen farklar Poşalar’ın Anadolu’ya gelmeden önce yüzyıllardan beri birlikte yaşadığı diğer halklara mal edilebilir.
Daha önce de belirttiğimiz gibi Çingeneler farklı göç yolları izleyerek yüzyıllar sonra Anadolu’da buluştuklarında farklı toplumların göreneklerinden etkilenerek farklı çehreler kazanmışlar. Islâmliği benimseyen tziganlar Çingene, Ermenilerle yaşayip Hiristiyan olanlar ise Hay-Poşa adını almış. Bu sonuncular giderek Ermeni gelenek ve göreneklerini benimsemişler. Poşalar’ın İran’da uzun süre kaldıklari da bilinmekte. Pers ülkesinde Tziganlar’a “Luri”, “Mitrip”, “Karaçi” adları verilmiş. Onlara “Poşa” adını verenler Ermeniler. İsmin kökeni ise Poş=boş” (boşgezen) olabilir ve bu ad sürekli aşağılamak için kullanılmış, zira Ermeni dilinde Çingene-Tzigan sözcügünün karsılığı eskiden beri “Kinçu” olup Poşa sözcügü sonradan, 19. yüzyılda benimsenmiş.
Birtakim arastırmacılar (P. Nerses Sarkisyan) Poşalar’ın “Tontragetziler”in (Tendürekliler bir sapkın Ermeni tarikati) ve/veya Arevortiler’in (Vantzyan, Güneş oğulları Güneşe tapan bir tarikat) kalıntıları olduğunu tahmin ederler. Bu arada Kalkedon konsili nedeniyle Ermeni Kilisesi’nden gerçeklesen kopmalar nedeniyle Kastamonu-Sinop arasında yaşayan Ermeni kökenli halka da Poşa denildigi de biliniyor.
Ermenilerde Poşalar aleyhine bir yığın söylence var. Bunca aşağılamaya ve de karşılıklı “akrabalıktan kaçınma” kız alıp vermeme gayretlerine karşın Poşalar’ın sürtüştüğü tüm diğer uluslardan farklı olarak Ermenilerle kaynaşıp bir arada yaşayabilmiş olması gerçekten ilginç. Her seye rağmen Poşalar’ın Ermenilere (20. yüzyıl başlarında) kız alıp vermesi ender rastlanan olaylardan.

Barınak
Kış bastırınca Poşalar yakın köylere veya kentlere doluşup kiraladıkları kulübelere yerleşir, birbirine yakın yaşarlar. Köy evlerinde, “kom” yani artık ailenin önemli ferdi sayılabilecek eşeğin bulundugu ağılda mutlaka bir tandır yer alir. Tandır hem ekmek hem yemek pişirmeye ve de ısınmaya yarar, öyle ki işler bitip ateş söndükten sonra aile halkı tandırın içine ayaklarını sarkıtıp, çepeçevre oturur ve bacaklarını ortak bir örtüyle örterek ısınırlar. Evin ilginç bir yanı da bir duvarda yer alan ve “santo” adı verilen “ocak”tır. Ocakta haftada bir kez, o da ısınmak için degil de, ailenin ölen fertlerine saygı için ateş yakılır.

Yeme-içme
Poşalar öbür olup sürekli ve zamanlı zamansız birşeyler yerler. Acı, ekşi, baharatlı, yakıcı yemekleri tercih eder, sarımsak, biber ve sirkeyi eksik etmez sofrasından. Az et yerler, en sevdikleri yemekler “malez” ve “pilav”dir. Ulusal yemekleri sayılan malez, hamur ve yağla hazırlanır ve Vaspurakanlıların (Van yöresi) “khavidz”ine benzer; Hamuru sıcak suya atar sürekli karıştırarak pişirir, sonra parçalara ayırıp üzerine yağ ekler ve yerler. Çirli (kurutulmuş meyve) pilavı çok severler. Çirli pilav ve Tsi-vadzeg (yumurtaya batırılmış kızartılmış ekmek) ziyafetlerde özgün yemek olarak sofraya getirilir.
Yemeklerde erkekler kadın ve çocuklardan ayrı otururlar sofraya ve içkilerden yalnızca rakı içer, bira veya şarap kullanmazlar. Erkekler ve yaşlı kadınlar tütün ve enfiye kullanır, ancak Çingene ve Tzigan kadınlarının aksine Poşa kadınlar tütün içmeyi ayıp sayarlar.

Faiz yok
Poşalar birçok kötü alışkanlıklarına karşın, para alışverişlerinde çok dürüst olup söze önem verirler. Yalnızca söze dayanarak borç alıp verir. Ancak “faiz” mefhumunu kesinlikle tanımaz, ne faiz verir, ne de alır ve kendi zararına da olsa sözünü veya yeminini mutlaka yerine getirir.

(Agos)
http://team-aow.discuforum.info/t6203-Ermeni-Cingenelri.htm?start=15

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hoş Geldiniz

Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri’yle ilgili bilgi alış verişi gerçekleştirme merkezinin internet sitesi.
Bu adresten bize ulaşabilirsiniz:

Son gönderiler

Sosyal Medya

Takvim

September 2025
M T W T F S S
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930