Bugün Diyarbakır iline bağlı Khulp ilçesi, eskiden 15 büyük ailenin yaşadığı Pasur köyünde iki kilise vardı. Biri Surp Hagop Der Hagopian Kilisesi, diğeri ise Surp Kalust Der Mıgırdıcian.
Surp Hagop, her yıl adakların adandığı onlarca harisa kazanın pişirildiği önemli bir kilise idi.
Surp Kalust Der Mıgırdıcian kilisesi ise çok daha eski ve harabe bir kilise idi. Harabe olmasına rağmen bu kilise de belli günlerde kullanılıyordu. Bu kiliseye halk arasında Kürtçe “Derık-a bawiya (Romatizma kilisesi) ve” Derık-a Harabe” (Harap Kilese) denilmekteydi.
Kilise olmadan önce Pagan tapınağı olarak kullanılmıştır. Romatizma hastaları; Çarşamba günleri sabah gün doğumundan akşam gün batımına kadar olan sürede kiliseyi ziyaret edip mum (eskiden mum öyle fazlaca bulunamazdı bunun yerine metal kaplarda yağ yakılırdı) yakar ve kilisenin kalıntılarından bir emanet taş alırlar idi. Bu emanet olarak alınan taş eve götürülür, sobanın üzerinde ısıtılır ve romatizmalı bölge üzeride tutulurdu. Bir hafta sonra kiliseden emanet olarak alınan taş, yine aynı alınan yere bırakılırdı. Böylece Romatizma hastalığı tedavi edildiğine inanılırdı.
Bir de çocuklar ateşli hastalıklara tutulmasın diye -yada ateşli hastalıklara tutulan çocuklar iyileşsin diye- yine Çarşamba günü sabah gün doğumundan akşam gün batımına kadar olan sürede kilise ziyaret edilirdi. Metal tabaklarda yağ yakılır, dualar edilirdi. Sonrada yakılan yağ tabağının isi ile sağ el avucuna bir haç, sol ayak altına bir haç ve alnımızın ortasına da bir haç çizilirdi. Bir hafta boyunca yani ikinci Çarşamba’ya kadar banyo edilmez ve bu haçlar temizlenmezdi.
İşte ben de ateşli hastalığa yakalandığımda babaannem bana bu ritueli gerçekleştirdi. Ben böylece hem Pagan hem de Hıristiyan inancına göre vaftiz olduğumu saydığım için başka bir şekilde vaftiz olmak istemedim.
Şimdi soruyorum: kaç kişi, bu şekilde vaftiz olabildi Anavatan’ın toprağı, güneşi, suyu ve ateşi ile…?
Akunq.net





Leave a Reply