Türkiye pacta sunt servanda (ahde vefa) ilkesini ihlal etti. Beyanat Slovenya’da yayımlanan «Dnevnik» gazetesine, Ermeni-Türk ilişkilerinin normalleşmesi perspektifine ilişkin bir röportaj veren Ermenistan Dışişleri bakanı Edvard Nalbandyan’dan geldi.
Nalbandyan «Türkiye’yle müzakerelere başlanması önkoşulsuz ilişkilerin normalleşmesi yönünde cumhurbaşkanımızın inisiyatifiydi. O zamana dek ilişkilerimiz çıkmaz içindeydi. Cumhurbaşkanımız Türkiye cumhurbaşkanı Gül’ü, futbol karşılaşmasında hazır bulunmak üzere davet etti. Bu inisiyatif «Futbol Diplomasisi» olarak bilinmektedir. Çok yoğun ve zorlu müzakereler yürütmekteydik. Ekim 2009’da Zürih’te iki protokol imzaladık. Ancak Türkiye bunları onaylama ve hayata geçirmeye gönülsüzlük gösterdi. Türkiye pacta sunt servanda ilkesini ihlal etti. Uluslararası toplum, dünyanın birçok ülkesinin topun Türkiye sahasında bulunduğunu söylemelerinin sebebi budur» dedi.
Türkiye’nin Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin regülasyonunu Karabağ sorununun çözümüyle bağlantılandırma çabasıyla, önkoşullar diline geri döndüğünü kaydeden Nalbandyan ″Birçok ülke bu iki sürecin bağlantılandırılmasının her ikisine de zarar vereceğinin altını çizmekteler. Zürih’ten sonra yeniden canlandırılan Türkiye’nin eski ön koşullarından biri Ermeni Soykırımının tanınmasına ilişkindi. Ancak Ermenistan, Ermeni Soykırımı gerçeği ve bunun uluslararası tanınma ve kınanmasının önemini şüphe altında bırakayacağını koşulsuz ilan ve tesis etmişti″ dedi.
″Türkiye’nin dostu olarak Rusya, bu diyaloğu bir önceki etaba taşıyabilir mi?″ sorusuna Ermenistan Dışişleri bakanı şu yanıtı verdi:
″İlk elde Türkiye, Türkiye halkının dostu olmalı, kendi halkı menfaatine hareket etmelidir. Acaba Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesinin Türkiye ve Ermenistan’a kıyasla daha çok diğer devletlerin menfaatlerinden kaynaklandığını mı düşünüyorsunuz? Tabii ki bu çözüm, hem Ermenistan hem de Türkiye’nin bölgesel menfaatlerinden kaynaklanmaktadır.
Ancak ne yazık ki Türkiye, mutabakatı sağlamış ve imzalanmış protokolleri onaylama ve hayata geçirme yüreklilik ve bilgeliğine sahip olamadı.Yani bu vaka, Ermeni-Türk ilişkilerinin ileriye taşınmasında herhangi birinin bir rol oynayabileceği bir vaka değildi. İlk elde Türkiye, neyi yanlış yaptığını analiz etmelidir. Daha o zaman Türkiye’nin kendi bu yaklaşımıyla, kendi ilan ettiği «Komşularla sıfır problem» politikasını «Komşularsız sıfır probleme» dönüştüreceği konusunda uyarıyordum. Bugün herkes bu görüşü destekliyor″.
http://news.am/tur/news/256990.html
Leave a Reply