Edward Nalbandyan: Soykırımların önlenmesine, bu konuda soykırım işlemiş olanların çocuklarının konuşması durumunda daha yakın oluruz

Dışişleri Bakanlığı’nın girişimiyle organize edilen ″Soykırım Suçu: Engellenmesi, Kınanması ve Sonuçları″ başlıklı uluslararası konferansı 15 Aralık’ta Erivan’daki çalışmalarını tamamladı.

Dışişleri Bakanlığı basın servisinden NEWS.am’e verilen bilgiye göre; dışişleri bakanı Edward Nalbandyan konferansın kapanışında bir konuşma yaptı. Nalbandyan konuşmasında özellikle şunları ifade etti:

″Soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılmasına ilişkin BM Konvansiyonunun kabulüne yönelik bu konferansın kapanış sözüne,  katılımınız ve aynı zamanda bu iki gün esnasındaki ilginç ve güncel öneme sahip tartışmalar  için teşekkür ederek başlamak isterim. Konuşmalarınız ve çıkardığınız sonuçlardan, önce soykırım suçunun özellikle önlenmesi meselesinde uluslararası toplumun hala verimli çözümlere ihtiyaç duyduğu sonucu çıkmakta.

Diğer taraftan soykırımların kınanması ve sonuçlarının giderilmesine ilişkin de sorunlar var.

Soykırımların tekrarına verimli bir zemin olarak cezalandırılmama ve kınanmanın olmamasına ilişkin konuştuğumuzda, çokları Hitler’in Ağustos 1939 Ermenilerin yok edilmesine ilişkin sarf ettiği sözlere gönderme yapmakta, ki o zaman Holokost’un önlenmesi anlamında artık iş işten geçmişti. Ancak iktidara gelene dek daha 1931 yılı Haziranında Alman gazetelerinden birine verdiği röportajda, diğer durumlarda diğer halklara yönelik olası tekrarlanacak alternatif olarak Ermenilerin yokedilmesini ilişkin kinayeli hatırlatmada bulundu. Yani soykırımın kınanmasının olmaması ve cezalandırılmaması bunun önlenmesine doğrudan darbe indirmekte. Soykırımı inkâr eden, cezasızlık ortamında diğer soykırımların doğmasına katkıda bulunmakta. Bu anlamda Belçikalı eski senatör François du Vivier’in, soykırımı tanıma sürecini, soykırımın inkârına karşı mücadele ve söz özgürlüğünün savunulmasının devamlılığının gerekliliğine bağlaması düşüncesi memnuniyet vericidir.

Sizlerden çokları ‘önleme’ ifadesinin BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırlmasına ilişkin Konvansiyonun en sorunlu  ve uygulama açısından netlik gerektiren bir mesele olduğuna inanmakta. Uluslararası Soykırım Uzmanları Birliği bşk. William Shabas’ın insani müdahalenin soykırımın önlenmesi için haktan daha ziyade bir görev olduğu düşüncesiyle mutabık olabiliriz. Burada sadece soykırımın önlenmesini değil, daha erken aşamada soykırım ortamının oluşmasının engellenmesine ilişkin durumun önemsenmesi gerektiğini eklemek isterim.

Soykırım yaratan ulusal, etnik, ırkçı vrya dini temelde husumet ve düşmanlık yayan düşünce biçimlerini kökten temizlemek ve dikkatten uzak tutmamak gerek. Bu anlamda diğer halkların kültürel miras varlığına yönelik hoşgörüsüzlük ki bu da kültürel soykırım yaratmakta, kınanmalıdır.

Soykırımların önlenmesi ve cezalandırılması yolunda objektif bilgi temel öneme sahip veya saygıdeğer Leandro Despui’nin belirttiği gibi, burada halkların bellek hakkına, gerçekliğin kabulü hakkına  ilişkin.

Bu anlamda ünlü bilim adamı İsrael Charny’nin ″Farklı soykırımlara ilişkin ne ölçüde bilgi sahibiyiz? Bu veya şu soykırıma ilişkin nasıl bir hissiyata sahibiz? Soykırımın ahlak dışılığını ve kötülüğünü ne kadar sert bir şekilde kınıyoruz? Soykırım durumuna müdahalemizi ne ölçüde tahayyül ediyoruz?″ sorularını oldukça takdir edebiliriz. Bu durumdasorun, ″biz ne ölçüde bilgilenmek istiyoruz″ olmakta.

Soykırımın önlenmesi, kınanması ve sonuçlarının giderilmesi amacına, bu konuda yüksek sesle ifadede bulunanların sadece soykırıma uğramış halklar değil, aynı zamanda onlara, soykırım işlemiş olanların çocuklarının katılması durumunda daha yakın oluruz. 24 Nisan 2003 yılında Paris’te ″Komitas anıtı″nı açarken, soykırım kurbanlarının anısını ebedileştiren Paris’te ilk sembolün, 20. yy. esnasında işlenmiş tüm soykırım kurbanlarının eziyet ve anılarını da sembolize etmesi, bunun hoşgörüsüzlük, insan yaşamı ve onuruna yönelik saygıyı daimi bir mücadele kabul eden herkes için, burada sadece onların fiziken ve manen eziyet çeken nesilleri değil, aynı zamanda bir gün de bu eziyetlere sebep olanların nesillerinin saygı duruşunda bulunacakları bir anma mekanı olması yönünde umudumu ifade etmiştim. Umudum var ve inanıyorum, çünkü tekrar uzlaşma yolu tekzip yolu değil, aksine bilinçli bir belleğin yoludur, zira gerçek uzlaşma geçmişi unutmak ve genç nesilleri reddiyeci masallarla uyutmak anlamına gelmemekte.

Bu geleceğe inanıyorum ve çoklarının bu şekilde düşündüğünü sanıyorum.

Konferans katılımcısı tüm bilim adamlarına ve uzmanlara, herbirine tek tek tekrar teşekkürümü ifade etmek istiyorum. Ve bir sonraki buluşmamız esnasında soykırım suçunun önlenmesi, kınanması ve sonuçlarının giderilmesi anlamında daha hissedilir ilerlemeye sahip olacağımız yönünde umudumu ifade etmeme izin veriniz.″

 

News from Armenia – NEWS.am

Aralık 15, 2010

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hoş Geldiniz

Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri’yle ilgili bilgi alış verişi gerçekleştirme merkezinin internet sitesi.
Bu adresten bize ulaşabilirsiniz:

Son gönderiler

Sosyal Medya

Takvim

November 2025
M T W T F S S
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930