Hrant Dink davasıyla ilgili Yargıtay’ın sanıkları cezalandıran kararının ardından Erhan Tuncel bir açıklama yaptı. Birlikte çalıştığı polislere “Beni kalleşçe sattılar” diyen Tuncel, “Polis göz yumdu, yargı olayın üstünü kapattı. 6 buçuk yılın özeti budur” dedi.
CANER TAŞPINAR/ HABER MERKEZİ – Suikasta kurban giden gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davada temyiz incelemesini tamamlayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararına karşılık eski Emniyet Yardımcı İstihbarat Elemanı sanık Erhan Tuncel’den beklenen açıklama sosyal paylaşım sitesi “twitter” üzerinden geldi.
Dink davasında “azmettiricilik” suçlamasıyla yargılanıp İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararla serbest kalan Erhan Tuncel açıklamasında “Başıma gelen tüm olaylar devlete ajanlık yapmamdan gelmiştir. Beni kalleşçe satmışlardır” dedi. Birlikte çalıştığı polisleri ve cinayette ihmali olduğu tespit edilen kamu görevlilerini suçlayan Tuncel, “Cinayeti engellemeyenler beni azmettirici gösterdi. İhbar ettiğim cinayetin faili oldum. Polis göz yumdu, yargı olayın üstünü kapattı. 6 buçuk yılın özeti budur” diyerek 19 Ocak 2007’de gerçekleşen suikastın öncesi ve sonrasını böyle özetledi.
CİNAYETİ ÖNLEYEMEYENLER…
Erhan Tuncel’in geniş yer tutan açıklamasındaki şifrelere bakıldığında ise gözler dönemin polislerine çevriliyor. Tuncel açıklamasına şöyle başlıyor: “Bir emniyet istihbarat elemanı olarak, bizzat Akyürek (Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek), Dinç (Dönemin Trabzon Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç) ve Uzun’un (Dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun) talimatıyla görevimin gereği içine sızdığım tetikçi grubun bütün faaliyetlerini ve planlarını bağlı olduğum emniyet görevlilerine bildirdiğim halde cinayeti engellemeyenler tarafından cinayetin azmettiricisi olarak gösterildim.”
‘POLİS BENİ SATTI’
Hukuk karşısında beraat ettiğini söyleyen Tuncel, bazı çevreler tarafından kamuoyu önünde suçlu gösterilmeye devam edildiğini öne sürdü. Tuncel, “İhbar ettiğim cinayetin faili oldum” diye yazdı.
Yargıtay’ın bozma kararının hukuka ve hakikate aykırı olduğunu iddia eden Tuncel, “Bozma kararına uyulması halinde Türkiye’de işlenmiş bu en kirli ve karanlık cinayetin üzeri bir daha aydınlanmamak üzere kapatılacaktır. Başıma gelen tüm olaylar devlete ajanlık yapmamdan gelmiştir. Beni kalleşçe satmışlardır” dedi.
DEVLETE AJANLIK YAPARSANIZ SONUNUZ BU OLUR
Erhan Tuncel, açıklamasında “Bu devlete ajanlık yaparsanız sonunuz bu olur” dedi. Karanlık cinayetin önlenmesi için gereken her şeyi yaptığını öne süren Tuncel, “Bundan sonra aydınlatılması için üzerime düşen her şeyi yapacağım. Buna karşın hakikatin ortaya çıkarılması için tek bir adım atmayan malum çevrelerin, hiçbir şekilde katılmadığım bu suçu üzerime yıkıp kendilerini aklamak için her şeyi yapacağından eminim” ifadelerini kullandı. Tuncel açıklamalarını şu sözlerle bitirdi: “Ayrıca bana bu komployu kuran Emniyet görevlileri, bana bu kararı veren mahkeme yetkililerinden daha fazla bu devlete hizmetim olmuştur. Dink derin yapılanma tarafından öldürüldü. Polis göz yumdu, yargı olayın üstünü kapattı.”
TUNCEL’İN BENİ SATTILAR DEDİĞİ EMNİYET MENSUPLARI
Dink davası sanığı ve eski Emniyet Yardımcı İstihbarat Elemanı Erhan Tuncel, açıklamasında sık sık emniyet teşkilatını ve yetkilileri işaret etti. Birlikte çalıştığı polislere “Beni kalleşçe sattılar” diyen Tuncel, karanlık cinayeti aydınlatacağını öne sürdü. Peki Tuncel’in açıklamasında dikkat çektiği emniyet yetkilileri kimler ve Dink cinayetinde rolleri ne?
İşte isim isim Dink cinayetinin sorumlusu polisler:
RAMAZAN AKYÜREK
Dink’in öldürüldüğü dönemde Emniyet İstihbarat Daire Başkanı, öncesinde Trabzon Emniyet Müdürü’ydü. Erhan Tuncel’i Emniyet’e haber elemanı olarak Akyürek almıştı. Gazeteci Nedim Şener “Kırmızı Cuma” adlı kitabında cinayetten 4 gün sonra yani 23 Ocak 2007’de dönemin İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu’nun odasında Akyürek’in de katıldığı toplantıyı şöyle aktardı: “Aksu’nun odasında, Emniyet Genel Müdürlüğü görevine vekalet eden Necati Altuntaş, Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek’in katılımıyla bir toplantı gerçekleşti. Toplantıda Reşat Altay Trabzon’da görevli bir polis memuruyla bir çete üyesinin telefon konuşmalarını Bakan Aksu’ya verdi. Bu görüşme cinayetten 2 gün sonra yapılmıştı. Konuşmada Ogün Samast ve Yasin Hayal’in de adı geçiyordu. Çete üyesi ve polis, katil Samast’ı otogardan almak üzerine konuşuyordu. Telefon tapelerini okuyan Bakan Aksu herkesin içinde Akyürek’e “Ulan ne bok yiyorsun. Gidin bu işi halledin” diye çıkıştı.
ALİ FUAT YILMAZER
Dönemin Emniyet İstihbarat C Şube Müdürü’ydü. Kendisine Trabzon’dan ulaşan “Yasin Hayal, Hrant Dink’i ne pahasına olursa olsun öldürecek” istihbarat bilgisini İstanbul Emniyeti’ne “Hrant Dink’e karşı eylem yapılacak” şeklinde gönderdi. Suikast bilgisi dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’dan bile saklandı. Yılmazer, Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda, Dink’i korumak için önlem almamakla suçlandı.
ENGİN DİNÇ – FARUK SARI
İki polis memuru da Trabzon Emniyeti İstihbarat Şube Müdürlüğü yaptı. Cinayet döneminin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, “İstihbarat Şube Müdürleri Engin Dinç ve Faruk Sarı tarafından Dink’e suikast yapılacağı konusunda bana bilgi aktarılmadı” demişti.
OKTAY DAŞTAN
Trabzon Emniyeti’nde polis memuru. Daştan’ın Dink öldürüldükten hemen sonra henüz katilin görüntüleri televizyonlarda yayınlanmadan çete üyesi olduğu ifade edilen Gürhan Kuşçu’yla yaptığı telefon görüşmesi ortaya çıktı.
MUHİTTİN ZENİT
Erhan Tuncel, Trabzon Emniyeti İstihbarat Dairesi’nde görevli polis memuru Muhittin Zenit’e bağlıydı. Cinayetten sonra Tuncel ile yapılan telefon konuşmasında Zenit’in suikast planlarını ayrıntılarıyla anlattığı ortaya çıktı.
http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/polis-dink-cinayetine-goz-yumdu-h35228.html




Leave a Reply