Emir Kusturica Türk olsaydı

Evet, bir an farz edin; Emir Kusturica Bosnalı Sırp değil de Türk sinema yönetmeni. Fransa’da bir film festivaline davet ediliyor. Fransa’nın Ermeni kökenli Kültür Bakanı da “O zat 1915 olaylarını küçümser. Oysa kadın, çocuk, yaşlı demeden Anadolu’daki Ermeni nüfusunun neredeyse tümü Osmanlılar tarafından ya çöllere sürüldü ya da öldürüldü. Çöle sürülenlerin birçoğu açlık ve susuzluktan öldü. Yollarda binlerce Ermeni kadına tecavüz edildi. Ermenilerin malları gasp edildi. Kiliseler ahır olarak kullanıldı. Onun katıldığı film festivaline ben katılmam” diyor. Ne düşünürdük acaba? Çok merak ediyorum.
Kusturica’nın görüşlerine katılın veya katılmayın, neticede Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne siyasi kimliğiyle değil sanatçı kimliğiyle çağrıldı. Dolayısıyla Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın, sanata siyasetin bulaştırılmasına ilişkin itirazları bana en hafifinden gülünç geldi. Kültür Bakanı, Altın Portakal’a Kusturica’ya atfedilen siyasi görüşlerine duyduğu tepkiden ötürü katılmayarak kendisi sanata siyaset bulaştırdı. Hem de en kaba biçimde.
Bizler çok medeni ve duyarlıyız ya… Bosna’da, Gazze’de yaşanan vahşet bizi kahrediyor. Ama nedense kendi topraklarımızda yaşanan katliamlar söz konusu olunca durum değişiyor. Orhan Pamuk, Ermenilerin ve Kürtlerin başına gelen felaketlere değindiği için vatan haini ilan ediliyor. Kitapları toplatılıp yakılıyor. Kürt kültürüne sahip çıktı diye Ahmet Kaya toplumsal lince maruz kalıyor.
Aslında birçok sanatçının geçmişine baktığımızda karanlık noktalar bulmak her zaman mümkün. Bunun en canlı örneği, Nobel Ödül’lü Alman edebiyatçı Günter Grass. Bir zamanlar Nazilere sempati duyduğunu kendisi itiraf etti.

YENİ DÜŞMANIMIZ MÜBAREK OLSUN
Kusturica bundan sonra Ermeni soykırımını konu alan bir film çekerse hiç şaşırmam.
Zaten dünyaca ünlü yönetmenin, “Emir Kusturica varsa ben yokum” diyen Altın Ayı ödüllü “Bal” filminin yönetmeni Semih Kaplanoğlu’na yönelttiği sert eleştirilerden böyle bir anlam çıkarmak mümkün. Kusturica şöyle konuşmuştu:
“Bundan daha kötüsü, bir film yönetmeni festivale katılmak istemediğini söylüyor. (Kaplanoğlu’nu kastediyor.) Soykırımlara bu kadar duyarlıysa neden Birinci Dünya Savaşı’nda Ermenilere uygulanan soykırım hakkında konuşmuyor. Böylece insanlara karşı işlenen suçlara karşı duyarlılığını bütünlemiş olur. Benim üyesi olduğum Sırbistan’ın Bosna’da işlemiş olduğu insanlık suçlarına karşı her zaman tavrımı aldım, tavır koydum. Benim ulusum da işlenen cinayetlere karşı tavır aldı. Aynı zamanda Bosna’da çok sayıda Sırp öldü. Siz ne kadar insan kalıp eski suçlara karşı tavır alsanız da suçun, cinayetin politik vizyonuna uyamıyorsunuz. Ve sonra da bu anlamsız suçlamalara muhatap oluyorsunuz. Bu da Kültür Bakanı’nın yerine getirdiği eylem oluyor. Ben bin yıl yaşayacak olsam ya da iki bin yıl, bu iki bin yıl soykırımlara karşı çıkarım. Ama ne yazık ki gelişmeler, soykırımlar üzerine kurulu. Irak’ta 4 yıl önce ne oluyordu. Blair ve Bush, Irak’ta ne yaptılar. Bana tavır alan bu yönetmen, neden açıkça Blair’e karşı aynı tavrı göstermiyor.”
Kusturica, Ertuğrul Günay’a da şu soruyu sorabilirdi: “Bir Kültür Bakanı olarak Kürt diline halen uygulanan kısıtlamalar konusunda neden sesinizi yükseltmiyorsunuz?” Sorulacak o kadar şey var ki aslında.
Kusturica’yı boykot ederken yüz binlerce Sudanlının ölümünden sorumlu tutulan ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aleyhinde tutuklama kararı bulunan Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el Beşir’e kucak açmakta beis görmeyen hükümetimiz, ne kadar tutarsız davrandığının farkında olmayabilir. Ama emin olun, dış dünya fevkalade farkında.

Amberin Zaman

[email protected]

12 Ekim 2010

http://haberturk.com/yazarlar/560520-emir-kusturica-turk-olsaydi

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hoş Geldiniz

Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri’yle ilgili bilgi alış verişi gerçekleştirme merkezinin internet sitesi.
Bu adresten bize ulaşabilirsiniz:

Son gönderiler

Sosyal Medya

Takvim

December 2025
M T W T F S S
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031