Bastırılamayan Gül-Erdoğan rekabeti

Gül ile Erdoğan arasındaki ilişkinin görünmeyen yüzü bu kadar bariz bir biçimde ilk kez ortaya çıktı.

Daha önce de emareler hep vardı ama dolaylı olarak çıkarım yapılıyordu genellikle.
Ama son seferinde hem Erdoğan hem de Gül aralarındaki çelişki ve rekabeti doğrudan dile döktüler.
Çok kısaca tekrar edersek…
Olay 29 Ekim günü Çankaya’daki resepsiyonda başlıyor. (bu bölümünü resepsiyonu izlemiş olan Vatan gazetecilerinden öğreniyoruz)
Gazeteciler Gül’e soruyor ki, “Barikatın kaldırılması emrini Erdoğan vermediğini söylediğine göre, Gül mü verdi barikatı kaldırma emrini?”
Gül gazetecilere diyor ki, “Gidin Ahmet Bey size anlatsın” (Gül’ün danışmanı Ahmet Sever)
Ahmet Sever ise, gazetecilere, Gül’ün Ankara valisini çağırarak, gerginlik oluşma durumu belirirse, esnek davranmalarını istediğini aktarıyor.
Gül, esasında, gazetecileri danışmanına yönelterek, ondan dinlediklerinden sonra, Erdoğan’ın katılığına karşı kendisinin esnek davrandığını ve barikatların kaldırılmasına sebep olanın Vali ile yaptığı görüşme olduğunun anlaşılmasını istiyor.
Erdoğan bunu duyunca çok bozuluyor ve havalimanında uçağa binmeden önce, “Yönetimde çift başlılık olmaz.” diyor.
Gül ise, her zamankinden farklı olarak susmuyor ve cevap veriyor.
Cevabında, “Cumhurbaşkanı olarak ilgili yetkilerin dikkatini çekmemden daha doğal birşey olamaz. Çift başlılık gibi birşey söz konusu değildir.” diyor.
İfadesi açık, ayrıca da, Erdoğan’ın, “Polis görevini yapmadı” (yani, polis mitinge katılanların ağız ve burunlarını yeterince kırmadı) demesinden sonra, Gül’ün Vali’den esnek davranış istediğini açıkça deklare etmesi ve de, “Gidin, Ahmet Bey size anlatsın” diyerek barikatı kendisinin kaldırttığını gazetecilere ifade etmesi Erdoğan ile Gül arasındaki rekabet, çelişki ve kızgınlığı ortaya koyuyor.
Bundan nasıl bir sonuç çıkar? Bu henüz net değil ama var olan niteliksel ve kuvvetli bir çelişki muhakkak dinamik kazanır. Zamanı ise bilinmez.
Ama, bir açıklama olarak, mesela…
Ordu ile AKP ilişkileri normalleştikçe Gül-Erdoğan çelişkisi daha kolay ortaya çıkar ve barizleşir, şekil alır.
Ama ordu ile çelişkiler yoğun olursa Gül ile Erdoğan arasındaki çelişkiler geri plana itilir ve beraberleşirler.

YAZIYA İTİRAZLAR

Dünkü yazıma dair HH yazarları Mustafa Mersinlioğlu ve Baki Karakol yazının altında itiraz yorumu yapmışlar.
Her ikisine de selamlarımla, bir not düşmek istiyorum.
Mustafa Mersinlioğlu yorumunda neden itiraz ettiğini yazdığı, Baki Karakol da ona katıldığını belirttiği için, Mustafa Mersinlioğlu’nun yorumundan gideyim.
Mustafa Bey yorumunda, “Sosyal mucade tarıhını anlamayan ve sadece secımlere ındergeyen bır analız..adıl denokratık bır secımle gelmedıler kı secımle gıtsınler….Cumhuriyet Halk Partisi uzun zamandan berı ılk defa halkın arasına ındı ve gercek aktıf uye olacaklara can verdı. Secmenın ne yapacagı nasıl oy verecegı her zaman bır mechuldur…CHP gercek sosyal mucadelelere katılmadıkca gercek uye bulamaz….” demiş.
Notum şu…
CHP bu mitingi sosyal mücadele stratejisi içinde yapmadı. Böyle bir strateji geneldir ve sadece bir tek mitingle olmaz. Özellikle de yapılan haksızlıklar ve zulümler (hapise atma, senelerce tutuklu tutma, öğrenci dövme ve tutuklama, kitaptan dolayı tutuklama, biber gazı kullanmayı kutsama ve kullanma vs. vs) gibi alanlarda miting yapmayan bir siyasi parti 29 Ekim Bayramında miting yaparak sosyal mücadele yürütüyor olamaz.
Ki, CHP’nin genel stratejisi seçimi almak. CHP tüm çabalarını ve faaliyetlerini seçim alma üzerine kuruyor ve seçim alma stratejisi izleyen bir parti yaptığı bir mitingin o seçim dengesinde ne yaratacağını, ne kadar ve nasıl anlaşılacağını hesaplamalı.
Kaldı ki, kanımca, CHP yönetimi bu mitingi parti içindeki ulusalcı-yeni CHP’ci ayrımı azalsın diye ve istemeden yaptı. Bu nedenle de miting yapılmaz.
Diğer argümanlarımı yazıda belirtmiştim zaten.
Bir de, konu ile alakalı değil ama bahsi geçmişken söyleyeyim, ulusalcı kavramı kullanılmamalı bence. Çünkü ulusalcılık diye tabir edilen özellik temel bir özelliktir ve siyasi ayrım içermemeli. Bir insan yaşadığı ülkenin duyarlılığını taşımıyorsa, zaten ister sağcı, ister solcu olsun, bu iş olmaz. Ulus, ülke, vatan duyarlılığı en temel insani özelliktir, siyasi ayrım bundan sonra başlar. “AKP ne peki?” derseniz. Onun durumu ve niteliği siyasal bilimlerde normal ve kalıcı bir tanıma sahip değil. O nedenle geçiniz.

http://www.halkinhabercisi.com/bastirilamayan-gul-erdogan-rekabeti

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hoş Geldiniz

Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri’yle ilgili bilgi alış verişi gerçekleştirme merkezinin internet sitesi.
Bu adresten bize ulaşabilirsiniz:

Son gönderiler

Sosyal Medya

Takvim

December 2025
M T W T F S S
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031