2. Hıristiyanlık Ermenistan’da resmi din

III. yüzyıl sonu, IV. yüzyıl başında Hıristiyanlık Ermenistan’da resmi din olur. Ermeni halkı için önemli bu olay, modern tarih yazımı tarafından 301 yılı olarak kabul edilmektedir. Bu konuda en önemli rolü kral III. Tırdat (287-330) ve Ermenistan’ın ilk dini önderi Aziz Grigor Lusavoriç (301-325) oynamıştır.

Ermeni sarayının imana gelmesi

V. yüzyıl Ermeni tarih yazımına istinaden Tırdat, 287 yılında Roma ordusunun yardımıyla Ermenistan’a, babasının tahtını ele geçirmeye gelirken yolda, Yekeğyats bölgesinin Yeriza yerleşiminde, tanrıça Anahit’in mabedinde kurbanlar sunar. Silah arkadaşlarından Grigor, Hıristiyan olduğundan dolayı kurban sunmayı reddeder. Tırdat, bu olay üzerine Grigor’un, babası II. Khosrov’u öldürmüş olan prens Anak’ın oğlu olduğunu öğrenir. Tırdat, bu iki “suç” nedeniyle Grigor’u, Artaşat’ın ölüm mahkûmları için öngörülen yer altı hapishanesine (günümüzde “Khor Virap”/derin kuyu olarak bilinmektedir) atılmasını emreder. Tırdat aynı yıl iki buyruk yayınlar. Birincisi, Ermenistan’da bulunan Hıristiyanları elleri, ayakları ve boyunlarından bağlı olarak saraya getirilip, tüm mal varlıklarına el konulmasını, ikincisi ise, Hıristiyanları saklayanlara ölüm cezası öngörmekteydi. Bu emirler Hıristiyanlığın, devlet ve paganlık için ne denli büyük bir tehlike olarak algılandığını göstermektedir.

Milli anlatımlar, Ermenistan’da Hıristiyanlığın resmi din olarak kabul edilmesini, Aziz Hıripsime ve arkadaşlarının şehit edilmesine bağlamaktadır. Anlatımlara göre, aslen Romalı olan bu bakireler imparator Diokletianos’tan kaçarak doğuya gidip Mesih’in yaşadığı bölgelerde dua ettikten sonra Yedesia (Urfa) üzerinden Ermenistan’a geçerek, başkent Vağarşapat yakınlarında bulunan harman yerlerine yerleşir. Bakire Hıripsime’nin güzelliğinden büyülenen Tırdat, kendisiyle evlenmek ister, fakat reddedilince tüm bakirelerin öldürülmesini emreder. Hıripsime, 32 arkadaşlarıyla birlikte şehrin kuzeydoğusunda, bakirelerin önderi Gayane, iki arkadaşıyla güneyinde, hasta olan biri ise, harman yerinde şehit edilir.

Bu olay 300 yılında gerçekleşir. Bakirelerin, özellikle de Hıripsime’nin şahadeti, kral üzerinde güçlü bir ruhsal sarsıntı yaratarak, ağır bir sinir hastalığına yakalanmasına sebep olur. V. yüzyılda yaygın bir halk anlatımına göre bu hastalık domuza dönüşme olarak adlandırılmaktaydı ve bu yüzden heykel sanatında Tırdat, domuz şeklinde görüntülenmektedir. Kralın kız kardeşi Khosrovidukht, sadece hapisteki Grigor’un Tırdat’a şifa verebileceğini rüyasında birkaç kere görür. Grigor, hapisten çıkartılıp törenle Vağarşapat’a getirilir, öncelikle şehit edilmiş olan bakirelerin gömülmemiş bedenlerini defneder, daha sonra da 66 gün boyunca Hıristiyanlığın ışığı konusunda vaaz vererek kralı iyileştirir. Kral ve tüm saray eşrafı Hıristiyanlığı kabul eder ve Hıristiyanlık resmi din olarak ilan edilir.

Aziz Grigor Lusavoriç’in takdis edilmesi ve dini önderliği

Lakin temelleri yeni atılan Hıristiyanlığın din adamlarına ve dini önderlere ihtiyacı vardı. Aziz Grigor Lusavoriç törenle, eğitim aldığı yer olan Kapadovkia’nın (Kapadokya) Kesaria (Kayseri) şehrine, episkopos olarak takdis edilmeye gönderilir. Kesaria episkoposu Ğevond, Kapadovkia’nın çok sayıdaki episkoposlarıyla birlikte Aziz Grigor’u da Ermenistan episkoposu olarak takdis eder. Ğevond episkopos, mevcut diğer episkoposların da onayıyla, Sebastia (Sivas) episkoposu Petros’u, Aziz Grigor Lusavoriç’le birlikte gitmesi ve Ermenistan’da ruhani lider olma törenini yönetmek için görevlendirir.

Tarihçi Agatangelos’a göre, Aziz Grigor Lusavoriç, Kesaria dönüşünde kral tarafından ülkenin ikinci tahtına oturtulur.

Aziz Grigor Lusavoriç, Ermeni Kilisesi’ni, Ermenistan’ın resmi yönetim yapısına uygun olarak düzenler. Her bir eyalet için, bir episkopos takdis eder, bu episkoposlar, kısa süre sonra Ermenilerin Başpatriği olarak anılan Ermenistan episkoposuna tabi kılınmıştı.

Böylece, Aziz Grigor Lusavoriç tarafından 36 episkopos takdis edilir. Bunların 18’i sağında, 18’i ise solunda oturmaktaydı. Tarihçi Agatankelos’a göre bu episkoposların 12’si, pagan rahiplerinin çocukları olmuştur. Aziz Grigor Lusavoriç’in Yunanca yazılı biyografisinde bu episkoposların isimleri de verilmektedir.

Ağbianos, Bagrevand ve Arşaruni önderi,

Yevtağios, Basen ve (Kotayk?) önderi,

Movses, Yekeğyats ve Dercan önderi, Yevsebios, Daranaği önderi,

Hovhannes, Karin önderi,

Agapes, Sıper ve Asparapetutyun hanesi önderi,

Ağbeos (Basos), Taron, Tayk ve Mamikonyan hanesi önderi,

Artites, Khorkhoruni hanesi önderi,

Arsukes, Şirak önderi,

Antiokes, Korduk önderi,

Tirikes, Vanandlıların, Abeğyan ve Gabeğyan haneleri önderi,

Kirakos, Arşamun önderi.

Aziz Grigor Lusavoriç, Gürcistan, Ağvan (Albanya, günümüz Dağıstan’ı ve dolayları) ve Atırpatakan Hıristiyanlarının imana gelişi işini ele alır ve o yörelere din görevlileri gönderir. Örneğin, İrenarkos’u Gürcistan’a, Sopronios’u Lazların ülkesine, Tovmas’ı Ağvan’a yollar. Kral Tırdat’ın arzusuna uyarak, küçük oğlu Aristakes’i saray episkoposu ve halefi olarak tayin eder. Aristakes, daha Lusavoriç’in zamanından başlayarak Ermeni katolikosluğunu idare etmeye başlar.

Aziz Grigor Lusavoriç, Ermeni Kilisesi’ni çeyrek asır kadar yönetir ve kiliseyi tam ve sağlam bir kuruluşa dönüştürmek için tüm kanunları ve düzeni sağlar. Lusavoriç’in zamanından kalan ve onun adıyla anılan kanunlar, vaazlar, düzenleme ve ayinlerle ilgili çok sayıda gelenek günümüze ulaşmıştır. Aziz Grigor, Ermenistan ve çevre ülkeler için episkoposluk ve başepiskoposluk bölgeleri tayin etti.

Lusavoriç, 325 yılında, İznik konseyi zamanında vefat etti. Kendisini oğulları takip etti. Önce küçük oğlu, dünyevi hayattan el çekmiş ve evlenmemiş olan Aziz Aristakes (325-333), daha sonra ise evli olan büyük oğlu Aziz Vırtanes (333-341). Vırtanesi, oğlu Aziz Husik (341-347) takip etti. Başpatrikliğin aynı aile içinde devamlılığı, o dönemlerde ulus için elzemdi. Ermeniler bu şekilde sadece büyük Aydınlatıcıya karşı derin saygısını göstermekle kalmayıp, aynı zamanda, hatta belki de farkında olmadan, eski pagan geleneğine bağlı kalmaya devam etmekteydi. Husik’in evlatlarının din adamı olmalarına karşı gösterilen tepki sonucunda, Lusavoriç’in yakını veya ailesinden olan Paren Aştişatetsi (348-352) dini lider makamına yükseldi, fakat hemen akabinde, Lusavoriç’in neslinin devamlılığı sağlanarak Aziz Husik’in torunu, Aziz Nerses (353-373) seçildi. Aziz Nerses’in ölümünün ardından, oğlunun yaşı küçük olduğundan dolayı, halk tarafından Şahak (373-377), Zaven (377-381) ve Aspurakes (381-386) seçilir. Üçü de Manazgertliydi, yani İncil’i vaaz etme konusunda Lusavoriç’in destekçisi ve yardımcısı olan Ağbianos’un rahiplik sülalesindendi.

Daha sonra Aziz Sahak’ın seçilmesiyle, başpatriklik makamı bir kere daha Aziz Lusavoriç’in nesillerine geçer. Aziz Nerses’in oğlu olan Aziz Sahak, başpatriklik makamında elli yıl kaldı (387-436)

Tarihçi Yevsebios Kesaratsi’nin anlatımına istinaden, imparator Maksimianos Daj, Hıristiyanlığa dönmüş olduklarından dolayı, 311 yılında Ermenilere savaş açtı. Başepiskopos Mağakia Ormanyan, “Ermeni Kilisesi, Kilikia Ermeni Başpatrikliği matbaası, Antilias-Lübnan, 1952Aziz Büyük

Nerses’in başpatrikliğii

Eğitimini Kesaria’da yapmış olan başpatrik Husik’in torunu prens Nerses, 353 yılında Ermeni önde gelenleri tarafından oybirliğiyle Ermenistan başpatriği seçilerek, 28 episkopos ve önde gelen yöneticiler eşliğinde Kesaria’ya, kutsanmaya gönderilir.

Başpatrik Nerses bir yıl sonra Aştişat’ta konsey toplar ve bu konsey Ermenilerin I. milli kilise konseyi olarak kabul edilir. Bu konsey genel olarak iki önemli sorunla ilgilenir.

  1. Organizasyon sorunları: Konsey, Ermenistan’ın farklı yörelerinde fakirhaneler, yetimhaneler, hastaneler, oteller ve daha başka hayır kuruluşları tesis etmeye karar verir. Hıristiyan’ın, öteki hayata inanması gerektiğinden dolayı, pagan alışkanlıklarla ağlama sızlamayla, elbiseler paralayarak cenaze defnetmek konsey tarafından yasaklanır. Yakın akrabalar arasında evlilik men edilir. Halkın ayyaşlık, fahişelik ve cinayetten uzak durması telkin edilip, hizmetkârlara karşı iyilikle davranılması ve halka ağır vergiler yüklenilmemesi vb. maddeler kabul edilir. Konsey, manastırların ve duvarlarla çevrili bakireler manastırlarının kurulmasına, her bir manastırda da okulların kurulmasına karar verir. Konsey ayrıca, dini ritüellerin düzenlenmesi konusuyla da ilgilenir.
  2. Teolojik sorunlar: Konsey aynı zamanda İnanç Akidesi’yle ilgili tartışmalarla da ilgilenir. I. İznik Konseyi esnasında Oğul Tanrı’yla ilgili Ortodoks yaklaşım bellidir. Bu akidenin, Başpatrik Aritakes tarafından Ermenistan’a getirilip, Aziz Grigor Lusavoriç’in onayını alarak Ermeni Kilisesi’nin inanç akidesine dönüşmüş olduğunu biliyoruz. Lakin birkaç yıl sonra bu akide, siyasi yönetimin desteğiyle güçlenen Ariusçu akımlar tarafından, Roma İmparatorluğu’nda ciddi muhalefetle karşılaşır. Ermenistan’da da Ariusçu episkoposların var olduğunu biliyoruz. Ariusçuluk, Aştişat Konseyi tarafından bir kez daha reddedilerek İznik Konseyi’nin akidesi kabul edilir. Başpatrik Nerses, Aştişat Konseyi’nin kararlarını başarıyla gerçekleştirerek “Büyük” sıfatıyla onurlandırılır. Nerses’in başpatrikliği sayesinde Ermeni halkı, Hıristiyanlığın özüne tam anlamıyla vakıf oldu. Onun çabaları sayesinde Ermeni halkının tam anlamıyla Hıristiyan olduğunu da söylemek mümkündür.

Kaynaklar:

Peder Yeznik Petrosyan, Teoloji doktoru, “Ermeni Kilisesi Tarihi”, I. Kısım (başlangıcından 1441’e kadar), “Hağbatavank”, Hayır Derneği, 1990.

– Başepiskopos Mağakia Ormanyan, “Ermeni Kilisesi, Kilikia Ermeni Başpatrikliği matbaası, Antilias-Lübnan, 1952.

http://www.zvartnotz.am/am/21/2102

Çeviren Diran Lokmagözyan

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hoş Geldiniz

Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri’yle ilgili bilgi alış verişi gerçekleştirme merkezinin internet sitesi.
Bu adresten bize ulaşabilirsiniz:

Son gönderiler

Sosyal Medya

Takvim

September 2025
M T W T F S S
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930