Ermeni Ortodoks Kilisesi ve Yunan Ortodoks Kilisesi arasındaki fark olarak sadece Ermeniler tarafından Kağkedon Konseyi’nin reddedilmiş ve sonuçta bundan sonraki konseylerin de tanınmamış olduğunu belirtebiliriz. İki kilise, kalan tüm doktrinsel noktalar konusunda tamamen anlaşmaktadır. Kağkedon’dan sonra Yunanlılar tarafından yapılan konseylerin Ermeni Kilisesi tarafından tanınmaması, bu konseyler tarafından kabul edilen noktaların da reddedildiği anlamına gelmektedir. Böylelikle, beşinci konseyde kabul edilen Üç Başların teliniyle, basit ve bariz bir şekilde Yepesos kararlarına geri dönülmüş, özellikle de Ermeni Kilisesi doktrini tasdik edilmiştir. Altıncı konseyde görüşülen monofizlik sorunu ise, tekrardan Kağkedonluk durumuna dönüşü göstermektedir. Yedinci konseyde karara bağlanan tasvir sorunu, dogmatik olmaktan ziyade törenseldi. Ermeni Kilisesi de, tasvirlerin saygınlığını reddetmemiş, fakat buna öz ve kısa bir şekilde yer vermiştir. Heykeller, yani insan şeklinde yontular, pagan döneminden kalan eski alışkanlıkların ortadan kalkması için tamamen yasaklanmıştır. Resim tasvirler ve kabartma tasvirler, herhangi bir sanat eseri veya diğer eşyalardan ayrılabilmesi için özel kutsamaya ve Müronla (kutsal yağ) kutsanmaya tabidir. Ancak bu işlemlerden sonra bu resimleri kiliselerde, sunak üzerine yerleştirme izni vardır.
Diğer kiliselerin müminlerinde alışkanlık olduğu gibi, Ermeni Kilisesi’nin müminlerine evlerinde veya diğer konutlarda veya ortak alanlarda ruhani saygıya nail resimlerin yerleştirilmesi kabul edilmemektedir. Bu şekilde, ruhani saygıya layık olanlar ve sanat eseri süs eşyaları birbirlerinden kesin olarak ayrılmaktadır.
Dogmatik açıklamalar veya söylemler hakkında da konuşarak, eski ve geleneksel şekillerin Ermeni Kilisesi tarafından özenle korunduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden de Ermeni Kilisesi “Ve oğlu” ekini, şahsi yargıyı, “purgatoire” cezalarını, ölümden hemen sonraki kutlu hayali, varlıkdeğişimi olayını, özürlerin formülasyonunu ve Papalık Doktrini olarak anılan iktidar doktrinini kabul etmemektedir.
Katolik Kilisesi tarafından zaman içinde eklenmiş olan tüm bu yenilikler, farklı eski alışkanlıklar veya olaylara verilmiş tek yanlı ve yersiz yorumların sonucudur.
Ermeni Kilisesi, doktrin maddeleriyle ilgili olarak, minimal ölçüt ve gereklilik sınırlarının ötesine geçmemeyi kural kabul etmekte, sıkı tutuculuğa sadık kalmayı sevmektedir. Batı kiliselerinden birinin dini hocası tarafından ilan edilmiş, fakat aynı kilisenin takipçileri tarafından unutulmuş olan prensip, Ermeni Kilisesi için sarsılmaz ve fiili kanun olmuştur. “Önemli kuralların birleştirilmesi” gerekli önemlinin içinde toplanmış, “***” en geniş şekliyle kullanılmış ve ancak bu iki temel kural sayesinde, “Herkesi sevmek” anlamına gelen Hıristiyanlık sevgisinin genel kilise içinde ve özel kiliseler içinde var olabileceğine inanılmaktadır.
Başepiskopos Mağakia Ormanyan, “Hayots Yekeğetsin” /Ermeni Kilisesi/, Kilikya Ermenileri Katolikosluğu Matbaası, Antilias-Lübnan, 1952, s.98-99.
http://www.zvartnotz.am/am/24/2406
Çeviren Diran Lokmagözyan
Leave a Reply