Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin düzenlediği “Barış ve Adalet Haftası” düzenlenen basın açıklamasıyla başladı. Güney Kampus önünde toplanan öğrenciler, “İnadına barış/ Disa ji aşiti” yazılı pankart açtı. Buradan Yüzleşme Labirenti’nin inşa edildiği Kuzey Kampus’a yürüyen öğrenciler, “Kürdistan goaristan ji bo faşistan”, “Jin jiyan azadi”, “İçerde dışarıda hücreleri parçala”, “Katil devlet hesap verecek” sloganlarını attı. Maraş, Çorum, Gazi, Roboski katliamları ile katliam yaşanan cazaevlerinin isimlerini sayan öğrenciler, “Unutmayacağız” diye tempo tuttu.
Labirentin önüne gelen öğrenciler burada basın açıklaması yaptı. Özge Kelekçi, “Katliamların, yok sayılmaların, asimilasyonun tarihini sorgusuz alıp cebine yerleştirdikçe sen, yeniden ve yeniden doluyor cezaevleri ve mezarlıklar. Direnişin gölgesi düştüğünde toprağa, her metrekaresi türk-sünni-erkek olan bir dikdörtgen yaratmanın faşist heyulaları bir kez daha canlanıyor. Ölüm ve kapatma bir yandan direnişi durdurmaya bir yandan da ‘direnenin hali budur’u tariflemeye çalışıyor” dedi.
“Bu kırmızı dikdörtgen böyle kuruldu” diyen Kelekçi, “Ermeni Soykırımı’ndan devşirdiği, 6-7 Eylüllerden biriktirdiği, kadın katliamlarından topladığı, Kürt halkından mezarlara akıttığı kanla kuruldu. Bu kırmızı dikdörtgen, bölünmez bütünlüğünü kendindekini öldürerek korudu. Halklar hapisanesine dönüşüp ’emniyet’lerinde işkencelerden geçirme maharetinde ehilleşti. Doğruluğu ve çalışkanlığı her sabah zihinlere kazınırken Pozantı’da çocukların bedenlerine kazınan mıydı Türklük?” diye sordu.
“Biz, bu ülkede yaşanan katliamlar ve saldırılar kadar direniş olduğunu biliyoruz” diye konuşan Kelekçi, “Biz, AKP hükümetinin siyasi operasyonlarla sekteye uğratmaya çalıştığı, Uludere gibi katliamlarla bezdirmeye uğraştığının aynı zamanda bu ülkenin direniş tarihi olduğunu biliyoruz. Tutuklanan binlerce insanın ve Pozantı’da çocukların ve bugün bizim bir tehdit unsuru olduğunu biliyoruz. Ancak, biz hepimiz, arka bahçenin ayrık otları tüm tutuklama terörlerine, tektipleştirme saldırılarına karşı büyümeye devam ediyoruz” dedi.
Kelekçi şöyle devam etti: “Boğaziçi Üniversite’sine küçük bir kopyasını çıkardığımız bu labirentin, o kırmızı dikdörtgenin içinde Türk Modernleşme Tarihi, Hapishaneler Tarihi, Uludere Mezarlığı varsa çıkışı ise Türkiye halklarının direnişi tarihine bakmaktadır. Biz Boğaziçili öğrenciler olarak, labirentin çıkışına ‘Barış ve Adalet’ diyerek gidiyoruz.”
LABİRENT’TE NELER VAR?
Açıklamanın ardından Yüzleşme Labirent’nin açılışı yapıldı. Labirent dört ayrı koridordan oluşuyor. Yüzleşme Koridoru olarak adlandırılan bölüm, öldürülen Ermeni gazeteci Hrant Dink’in oğla Arat Dink’in, “Yokluğum Türk milletine armağan olsun” sözüyle başlıyor. Ardından diğer ulusal toplulukara yönelik katliamlar, tehcirler fotoğraflarla anlatılıyor.
Direniş Koridoru’nda ise Mayıslardan Newrozlara, gecekondu yıkımlarından Cumartesi Anneleri’ne direniş tarihinden kesitler yer alıyor. “Hapishane Koridoru”nde ise “KCK” adı altında yürütülen operasyonlarda tutuklanan gezetecilerden, akademisyenlerden, öğrencilerden gelen mektuplar bulunuyor. Bu bölümün sonunda ise içerisinde 12 Eylül’ün dayatmalarında olan “Türkçe konuş çok konuş” yazılı hücre labirenti gezenlerleri bekliyor.
Labnirentin son bölümünü ise TSK’nın savaş uçaklarıyla öldürülen 34 Roboskili için yapılan “Uludere Mezarlığı” oluşturuyor. Mezarlıkta ölen 34 kişi için 34 temsili mezar yer alıyor.
http://www.firatnews.com/index.php?rupel=nuce&nuceID=60275
Leave a Reply