Anadillere özgürlük!

Evrim Kepenek

Dünya Anadil Günü için Türkiye’de yaşayan ve anadilleri için mücadele eden tüm halklardan ortak mesaj; “Anadilde eğitim hakkı istiyoruz.”

Dünyada 6 bin dil konuşulurken, bu dillerin sadece 300 tanesi resmi dil statüsündeyken, sayısız dil ve kültür yok olurken, yüzlerce dil ve kültür de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Türkiye’de, resmi dil dışında 34 dil konuşulurken, bu dillerin 18’i yakın gelecekte yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Son çeyrek yüzyılda yok olan dillerin başında Ubıhça ve Kapadokya Yunancası gelirken, Hemşince de UNESCO’nun kaybolmaya yüz tutan diller arasındaki listesinde yer alıyor. Kürtler, Lazlar, Hemşinler, Gürcüler, Adigeler 21 Şubat Anadil Günü’nde bir kez daha anadillerini özgürce ve hayatın her alanında kullanmak istediklerini dile getirdiler.

‘ANADİLDE EĞİTİM HAKTIR’

Anadilini Lazuri Mektebi’nde gittiği kursta öğrenen Pınar Bayraktar, anadilleri olan Lazca’yı sonraki nesillere öğretebilecekleri bir politik ortam olmadığını söyledi. Bir dilin öğretilebilir olması için yazılı kaynaklara ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Bayraktar, Lazca dil çalışmalarını kolaylaştırmak için yazılı kaynak araştırmaları yaptığıklarını söyledi. Anadilde eğitimin en doğal insna hakkı olduğunu kaydeden Bayraktar, anadilin kamusal alanda kullanılabilir hale gelebilmesi için yeni anayasanın bir fırsat olduğunu dile getirdi.

‘KÜRTLER İÇİN DEĞİŞEN BİRŞEY YOK’

İstanbul Kürt Enstitüsü Başkanı Zana Farqînî, ‘ileri demokrasiden, evrensel normlardan’ bahseden AKP döneminde de Kürtçe’nin bir statü kazanamadığını dile getirerek, “Kürtçe alfabe yasak, mahkemelerde ana dilinde ne sözlü ne de yazılı savunma hakkı kabul ediliyor, cezaevlerine Kürtçe mektup alınmıyor. Kürtçe kamusal alanın dışına itilmiştir” dedi. Bu çağda artık dil yasağının savunulacak hiçbir dayanağı olmadığını belirten Farqînî “AKP yetkilileri ne kadar ret, inkar ve asimilasyon politikasına son verdiklerini söyleseler de, Kürtler ve dilleri söz konusu olduğunda değişen bir şeyin olmadığını görmek için uygulamalara bakmak yeterli” dedi. Farqînî, egemen dilin hayatın her alanına hükmettiğini ve muazzam imkanlara sahip olduğunu belirterek, okul dili olmayan bir dilin ayakta kalabilmesinin ve yeni kuşaklara aktarılabilmesinin mümkün olmadığını söyledi.

‘ANADİLLE İLGİLİ ARŞİV ÇALIŞMASI YAPILMALI’

Hemşin Kültürünü Araştırma ve Yaşatma Derneği (HADİG) Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Uzunkaya ise ortaokuldan sonra Hemşince öğrendiğini ve köylerinde, çocuklar Türkçe öğrenemez korkusu ile Hemşince’nin yasaklandığını söyledi. Kendi anadilini keşfettikten sonra bu yönde çalışmalar içinde bulunduğunu kaydeden Uzunkaya, HADİG’i de dillerinin kaybolmaması için kurduklarını söyledi. “Çocuklarımıza kendi anadillerini nasıl öğreteceğiz. Bir dili sonraki kuşaklara aktarmanın en etkili yolu gündelik hayat içinde konuşuluyor olması ve yazılı kaynaklarının var olması” diyen Uzunkaya, “Arşivleyebilmek de yine öğrenmenin, öğretmenin bir parçası. İnsanlar kendi dillerini ne kadar çok konuşularsa bir bütün olarak kültürlerini de hangi oranda hayata geçirebiliyorlarsa, hayata da o oranda bağlı oluyorlar” diye konuştu.

‘HANİ ANADİL ANA SÜTÜ GİBİ HELALDİ!’

Adigece dilinin yaşadığı sorunlara dikkat çeken Jineps Gazetesi Yayın Kurulu üyesi Fehmi Akgün de “Adigece üzerinde baskı var diyemem. Çünkü dili zaten görmezden geliyorlar. Görmezden geldikleri bir dil üzerine nasıl baskı kursunlar?” dedi. Anayasada dillerin korunması ve güvence altına alınması yönünde hiçbir çalışma yapılmamasını eleştiren Akgün, hükümet yetkililerinin, ‘Anadil anasütü gibi helaldir’ söylemini hatırlatarak, bu söylemin hayatta pratiği olmadığına dikkat çekti.

‘ANADİL SORUNU POLİTİKTİR’

Gürcü Kültür Merkezi Yönetim Kurulu üyesi Fazlı Kaya ise anadil sorunun politik olduğunu vurgulayarak, resmi ideolojinin anadillerin yasalarda ve toplumsal ilişkilerde kabul görmesine engel olduğunu söyledi. Yeni anayasa sürecinin, anadillerin yasalarla teminat altına alınması noktasında bir fırsat olduğunu dile getiren Kaya, bu topraklara gelecek olan barışın da anadilde eğitim hakkından geçtiğine vurguladı. (İstanbul/DİHA)

‘DİL YASAKSA, HALK TUTSAKTIR’

Dünya Anadil Gününde Diyarbakır Sur içinde Ehmedê Xanê Dil Akademisi’nin açılışı yapılacak. Bugün saat 12.00’da yapılacak açılışın ardından ‘Kürtçenin eğitim dili olması’ talebiyle Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yürüyüş düzenlenecek.

EHMEDÊ XANÊ DİL AKADEMİSİ AÇILIYOR

21 Şubat Dünya Anadil Günü nedeniyle DTK Dil, Eğitim, Kültür ve Bilim Komisyonu, Kurdî Der, Kürt Yazarlar Derneği, Kürt Enstitüsü, Dicle Fırat Kültür Derneği ve Cegerxwîn Kültür Merkezi ortak bir açıklama yaptılar. DTK binasında yapılan açıklamada konuşan DTK Dil, Eğitim, Kültür ve Bilim Komisyonu üyesi Osman Özçelik, dünya anadil gününde Ehmedê Xanê Dil Akademisi’nin açılışı yapılacaklarını duyurdu. Bu akademinin Kürtçe çalışmalarına büyük katkı sunacağını belirten Özçelik, her dilin kendini ifade edebileceği alanların yaratılması gerektiğini söyledi. Türkiye’de hükümetlerin halklar ve diller üzerindeki asimilasyon politikalarından vazgeçmediğine dikkat çeken Özçelik, Türkiye’deki azınlıkların, milliyetlerin ve halkların kendi dillerinde eğitim yapamadıklarına söyledi. Türkiye’nin çağ dışı yasalardan vazgeçmediğini söyleyen Özçelik, “Dile vurulan kelepçele, bu dili konuşmakta ısrar eden halka ve eğitim dili olarak talep eden aydınlara, yazarlara, siyasi kadrolara tarih boyunca kan ve katliam olarak geri dönmüştür. Bugünde aynı politika binlerce insanın tutuklanmasıyla devam etmektedir” dedi.

Bir dili yasaklamanın o dili konuşan halkı tutsak almak anlamına geldiğini söyleyen Özçelik, “Bugün milyonlarla ifade edelin Kürt halkının dili, Kurmanci ve Dimilî (Zazaki) lehçeleri ile birlikte cumhuriyet kurulduğundan beri ağır bir asimile sürecinde bulunmaktadır. Kürt halkının dilinin bir parçası olan Dimilî lehçesi UNESCO tarafından yok olma ile karşı karşıya olan diller kapsamına alınmıştır. Bu dili yok olma sınırına getiren de hükümetlerin politikasıdır” dedi. AKP Hükümeti’nin de çözümsüzlük politikasında ısrar ettiğini belirten Özçelik, “AKP yöneticilerinin söylemlerindeki ‘Kürt sorunu benim sorunumdur’, ‘Kürtçe serbesttir’, ‘Asimilasyon yoktur’ cümleler 21. yüzyılda artık insanlığın ayıbı olan dil ve kültür asimilasyonunu örtme, insanlığı yanıltma ve çözümsüzlük politikası bağlamında oyalamadan başka bir şey değildir” dedi. Kürt dilinin eğitim dili olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade eden Özçelik, “21 Şubat Dünya Anadil Günü vesilesi ile Kürt dili üzerindeki asimilasyon politikasını kınıyoruz. Kürt sorunun çözümü için Kürt dili üzerindeki baskılara son verilmeli. Bizlerde, dünya anadil gününde Ehmedê Xanê Dil Akademisinin açılışını yaparak Kürtçe ile ilgili çalışmalara güç katacağız” dedi.

http://evrensel.net/news.php?id=23535

 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hoş Geldiniz

Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri’yle ilgili bilgi alış verişi gerçekleştirme merkezinin internet sitesi.
Bu adresten bize ulaşabilirsiniz:

Son gönderiler

Sosyal Medya

Takvim

September 2025
M T W T F S S
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930